DOLAR
Alış: 34.44
Satış: 34.57
EURO
Alış: 35.95
Satış: 36.10
GBP
Alış: 43.12
Satış: 43.44
BİR PAZAR SABAHI
Bir pazar sabahı yine…
Benim en sevdiğim pazar sabahı kahvaltısını çok değil, bir hafta önce ailesiyle, sıcacık evlerinde hazırlayan kadınlar vardı.. Odada uyuyan çocuklarına, eşlerine güzel bir kahvaltı hazırlama telaşında.. Sessiz sessiz ses çıkarmadan, uyanmasınlar diye kahvaltı hazırlayan anneler..
Haftanın yorgunluğunu bir pazar sabahı azıcık daha fazla uykuyla dinlendirmeye çalışan babalar. Ve yataklarında akşamdan babalarından onları pazar gezmesine götüreceği sözü alan çocuklar..
Uyandılar.. Bir çocuk fırına koştu kahvaltıya ekmek almaya. Kahvaltıları yaptılar birlikte neşeyle ,gezdiler belki sonra,ertesi gün okullar açılacaktı.. Klasik banyo telaşı, hazırlık.çantalar,defterler hazırlandı tekrar…
Belki 2 genç dışarda buluşup bir kahve içme sözü verdi birbirine.. Belki bir anne adayı, doğmamış bebeği için alışverişe gitti.
Tam bir hafta önce Maraş’ta, Antep’te, Adıyaman’da, Antakya’ da… Belki böyle bir pazar sabahı ve günü yaşanıyordu…
Nereden bileceklerdi ki, birbirlerini son görüşleri olacağını..
O anne hazırladığı son kahvaltı olacağını nereden bilecekti. Ekmek almaya koşan çocuk, son defa ekmek almaya gittiğini nereden bilecekti.. O gençler bir daha bir kahve içimi buluşamayacaklarını nereden bilecekti..
Şimdi siz bu satırları okurken, bunları belki Yaşıyorsunuz.. Yaşamayabilirdiniz.
Tıpkı bir hafta önce bunları yapan insanların bir daha yapamayacaklarını bilmedikleri gibi.
Şimdi sizde o kahvaltıyı evinizde hazırlamayabilirdiniz. Çocuğunuz “anne ekmek alıp geleyim mi?” diyemeyebilirdi.
Sen sevgili genç kızım, sevdiğinle bir kahve içimi buluşma heyecanıyla sabahtan hazırlanmaya başlayamayabilirdin.
Daha çokkk yaşanacaklar yazabilirim. Hatta sen bu satırları okurken geçen pazar günü pazartesi sabahına yapacaklarını hatırlamışşındır bile..
Şimdi bir hafta sonra yine bir pazar sabahındayız.
Çok uzun geçen 7 günün ardından.
O kadar şey değiştiki..
O kahvaltı hazırlayan anne yok. ÖLDÜ.
O ekmek almaya giden küçük çocuk yok. ÖLDÜ
O hafta yorgunluğunu azıcık fazla uyku ile dinlendiren baba yok. ÖLDÜ
O elele tutuşup kahve içen gençler yok. ÖLDÜ
O anne adayı, karnında bebeğiyle yok. ÖLDÜ
HEPSİ ÖLDÜ.
Hangisine yanalım.. Gidenlere mi, kalanlara mı?
Oğlum lise arkadaşının enkazdan cansız bedeninin çıkarıldığını duyduğundan beri yemiyor, içmiyor.
Ben iş arkadaşımın ailesinin tamamının enkaz altında kaldığını öğrendim. Telefonda sesini gördüğümden beri kalbime sanki bir kaya oturdu.
Dostlarımızın ailelerinin durumlarını öğrendikçe bu kaya dahada ağırlaşıyor.
İnsanlarımızın ölüm haberleri..
Yemek yemek zor geliyor, bir yudum sıcak çay içmek zor geliyor.. Evde sıcacık oturmak ağrıma gidiyor.
Diyoruz ya, neden birileri bir şey yapmıyor..Şimdi anladım ki
O birileri BİZİZ aslında.
Bu düşünceyle Benim evim senin evin diyerek seslendim dostlara.. EVİN BURASI platformuna dönüştü bu fikir. Sevgili Zeki Uyanık hocamla kolları sıvadık. Zeki hocam dans hocam. Ben ona hocam derim, o bana Çekirge.
İlk dans dersinde şöyle bir sey söylemişti” Hayatınıza dokunun, ama dansla ama bir başka şeyle. Yeter ki bişeyler yapın. Önce kendinize sonra çevrenizdekilere. ”
Şimdi Zeki hocam, tüm arkadaşlarla bişeyler yapıyoruz.
Bu 7 gün içinde zaman zaman gardımız düştü. Telefonla 2 dakika olsun birbirimize ‘seni seviyorum’ ‘dik durcaz, daha çok güçlencez’ dedik.
Ve EVİN BURASI büyüdü. İnsanlarımız çevre ilçelerden bile arayıp bize katıldılar.
İsimler hiç önemli degil..dediler.
Sadece biz ve evimiz burdayız. Kardeşlerimizi bekliyoruz.
Bir bayan aradı dün. Evin Burası formunu doldurmuş. Bir aile gelicek dedim. Çocuklu olsun dedi. Çocuklara köfteler, hamburgerler yapıcam. Oyuncaklar alıcam. Evimiz hazır, bekliyoruz.
O ana kadar gardım düşüktü. O sözlerle günlerdir tuttugum gözyaşları akmaya başladı.
Evet dedim. Bizler buradayız. Dik durucaz, güçlü olucaz ki yardımcı olalım.
Sosyal medya, birçok platformda bir çok acı haber, fotograf vb şey yayınlanıyor. Ben bakmıyorum. Ahbap, Afad ve bireysel bir çok kişi yardımda.
Bilgi kirliligi çok fazla. Fazla mesgul etmemeye çalısıyorum yetkili mercileri veya kurumları.
Sadece Evin Burasına odaklandım. Sistemli ve organize gidiyoruz Zeki Hocamla.
Artık ögrendiğim çok şey var. Aslında biliyorduk ama bu sefer acı bir şekilde bir kez daha ögrendik ve anladık.
Şimdi hepimizin bir tek amacı olmalıdır. Çok yönlü kışkırtmalara, kurt kapanlarına kapılmadan, terörsüz özgürlüğü, kansız demokrasiyi kurmak ve sivil yönetimi sağlıklı yöntemleri ve kalıcı çözümleri ile yeniden oluşturmak…diyen Uğur Mumcu’yu bir kez daha anlamak.
Ben anne tarafı,Mübadele ile yurtlarından koparılmış, baba tarafı Çerkes Sürgünüyle vatanından koparılmış bir Muhacir ve Çerkez’im.
Köklerim, dilim, inancım ne olursa olsun. BEN İNSANIM. TÜRKÜM..
Şu anda evlerinden, şehirlerinden buralara gelmeye çalışan, depremle köylerini, evlerini bırakmak zorunda kalan insanları benden, senden iyi kim anlayabilir ki.
Onlar bize,emanettir
Onlar bize, kardeştir.
Onlar bize, anadır, babadır, bacıdır, evlattır.
Onların Bir evide Burası
Sizlere bir insan, bir kadın, bir anne, bir arkadaş, bir kardeş olarak kollarımı açıyorum. Diyorum ki!
EVİN BURASI
Saygılarımla
Yeşim Akıncı
12 şubat 2023
Yorumlar
Yorumlar (1 Yorum)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
BİR KUŞADASI MASALI
-
YARDIM KAMPANYALARI NASIL OLMALI
-
KLİMA KULLANMAK ARTIK ÇOK ZOR !
-
İYİ PARTİ’DE FRENLER TUTMUYOR
-
ÇOCUK HAKLARI GÜNÜNDE GERÇEKLER
-
İYİ PARTİ NASIL KURTULUR
-
AİLE HEKİMLERİMİZE SABIR VE KOLAYLIKLAR DİLİYORUM !
-
KUŞADASI CHP’NİN ALTYAPISI
-
ORTAKLAŞA ÇALIŞMA YENİ PROJELER
-
SİZDE HİÇ VİCDAN YOK MU ?
-
SELÇUK VE KUŞADASI GERÇEĞİ
-
Doyumsuz İnsan Doğası Canlı Yaşamın sonunu Getirebilir