Ana Sayfa Yazarlar 22.05.2023 1509 Görüntüleme

1985 yılında Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Lisans, 1989 yılı Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Lisans mezunu. Konya, Hakkari, Safranbolu Devlet Hastanelerinde Diyetisyen olarak çalışıp, 2005 yılında emekli oldu.

MENEPOZ ve ANDROPOZ DÖNEMİ BESLENMESİ

İnsanı genç ve diri tutan, vücudumuzda salgılanan cinsiyet hormonlarıdır. Cinsiyet hormonları; kemik ve kas dokusunda, kemikle kas arasında birleşmeği sağlayan bağ dokusunda, cildin elastikiyetinin devamlılığında, kalp damar sağlığında görev alırlar. Bunların yanında; ruhen, hayatı coşkulu yaşamayı da bu hormonlara borçluyuzdur. Yaşın ilerlemesi ile birlikte cinsiyet hormonlarına bay bay deyince dokularda yıkımlar, bozulmalar başlar, coşkular azalır. Köpüre köpüre akarken, sakın aheste akmaya devam eden bir ırmak haline dönüşürüz.

Mevcut dokularımızı ne kadar iyi koruyabilirsek o kadar az yaşlanırız. Yıl olarak yaş alırız fakat biyolojik yaşımız daha genç kalır. Böyle olabilmek, hepimizin ortak arzusudur. Bir ortak arzumuz da, elden ayaktan düşmeden hayırlısıyla ölebilmektir. Kuşkusuz bunların hepsi Allahın nasipleridir, ancak konu ile ilgili, bizlerin de kişisel olarak yapabileceği bazı önlemler yok değil. Bugün bunları ele alacağım.

Söz konusu hormonlar azaldığında kemik ve kas dokumuz eksilir, damarlarımızda pıhtılar çoğalır, eklemler katılaşır, cilt buruşur ve sarkar.Git gide yaşlanıp, ihtiyarlaşırız. Peki bu durumları nasıl öteleyebiliriz ? Öncelikle tüm bu olumsuzlukların hepsi için hareketli olmamız çok faydalıdır. Yürüyüş, yüzme, pilates, yoga olmazsa olmazlardan. Sonrasında diğer sporlar gelebilir. Burada dikkat edilmesi gereken bir püf noktası ; egzersiz esnasında kendini fazla zorlamamak, ölçüyü kaçırmamaktır. Bedenimizin sınırlarını zorlamadan, yavaş ve temkinli olarak mevcudu koruyarak aktivite yapmalıyız. Kas dokumuzun azalmasıyla birlikte metabolizmamız yavaşlamaya başlar, vücut dinlenme anında daha az kalori harcar. Bunun getirisi ise; alınan kilolar ve bunları vermekte eskiye nazaran daha fazla gayret gerekliliğidir.

Kemiklerimiz için D vitaminine ve kalsiyum alımına ihtimam göstermemiz gerekiyor. Günde iki su bardağı süt, yoğurt ve elli gram peynir kalsiyum için yeterlidir. D vitaminini her on kiloya bin ünite olarak ayarlayabiliriz.Kaslarımız için protein alımına dikkat edilmelidir. Burada iyi olan şu ki, yukarıda belirtilen kadar süt, yoğurt ve peynir yediğimizde,.haftada iki üç yumurta, günde bir iki köfte kadar et ilavesiyle proteini de tamamlarız. Belimiz eğilmeden dimdik yaşlılar olabilmek bağlantı dokularımıza da dikkat etmeyi gerektirir. Vücudumuzun bağlantı dokuları kollejen ve elastintindir. Bağlantı dokusu neden gereklidir ? Bu doku vücudumuzdaki her doku için gereken yapıştırıcı maddedir. Pürüzsüz düzgün bir yüzey oluşturur, kayganlık verirler. Deri ile kas arasında bulunup ikisini birbirine yapıştırırdığı için, azalmaya başlaması cildin sarkmasına ve buruşmasına neden olur, çünki kas liflerini de birbirine yapıştırması, azalması durumunda kasların zayıflamasına sebep olur ve cilt sarkar. Kas ile kemiği birbirine bağlaması bir diğer marifetidir. Kollejen yapımı bu dönemde azalır. Bu azalmayı en aza indirmek için yukarıdaki süt, yoğurt, yumurta, et tüketim miktarlarının yanında, kök sebzeleri de sıklıkla tüketmeliyiz ( kereviz, yer elması, havuç, turpgiller, soğan, sarımsak gibi) . Bunun yanında, ayda en azından, bir iki defa yapacağımız kemik suyu da faydalı olur. Yeterli C vitamini kollejen yapımında önemli bir diğer faktördür. Yaz aylarında yeşil ve kırmızı biber kış aylarında turunçgiller ve yeşil salata olmazsa olmazımız olmalı. Maydanoz , tere, roka gibi küçük yapraklı yeşilliklerin, yabani otlardan arındırmak için kullanılan, tarım ilacı gilifosfatla kirlenmiş olma ihtimali yüksektir.

Kalp damar sağlığımıza ait riskler bu dönemde artar. Bunları bertaraf etmekte, beslenme yine baş aktörlerdendir. Kolesterol ve trigliseridimizi normal sınırlarda tutmalıyız. Bol posalı beslenmeli, sıvı alımına dikkat etmeli, zeytin yağı ağırlıklı, bitkisel yağ ve az miktarlarda tereyağ kullanımı ile günlük alışkanlıklarımızı oluşturmalıyız. Antioksidanlardan zengin, renkli beslenme yaşlılığı önlemede etkin olan bir diğer husustur. Beslenme ile ilgili minik bilgiler ve tarifler bundan böyle instagram sayfamda da yer bulacak. Adresim; erbay.guner

Hepimize sağlıklı, dinç ömürler dilerken, yaşlanmayı hızlandıran etmenleri bir sonraki yazımda yazacağımı belirtmek istiyorum.

Sevgilerimle, Dyt. Güner Erbay

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil