Ana Sayfa Yazarlar 27.05.2023 443 Görüntüleme

Araştırmacı , Yazar

FOTOSENTEZ YAPMAYI ÖGRENEMEZSEK VAY HALİMİZE!

Çok acil, bitkiler gibi fotosentez yaparak yaşamayı öğrenmeliyiz! Aksi halde, işimiz çok zor. Zamlar böyle devam ederse yaşamak için başka şansımız kalmadı!

Daha iyi anlaşılması için, fotosentezin tanımını yaparak yazıma devam edeyim; Yaprakları yeşil olan bitkilerde organik besin oluşturma olayına fotosentez diyoruz. Yeşil yapraklı bitkiler fotosentez yaparken ışık enerjisine ihtiyaç duyar. Bu nedenle güneş enerjisi yeşil yapraklı bitkiler için oldukça önem taşımaktadır. Bitkiler hayvanlar ve insanlar gibi canlı varlıklardır. Ancak, hayvanlar ve insanlar besinlerini dışarıdan sağlamak zorundadır.. Ancak bitkiler için bu durum geçerli değildir. Onlar kendi besinlerini kendileri üretirler. Bu üretim aşamasında fotosentez olayı devreye girer. Fotosentez ışık enerjisi ile gerçekleşen bir faaliyettir.

Yüksek fiyatlar nedeniyle, almak zorunda olduğumuz veya almak istediğimiz gıda ürünlerini ya hiç alamıyor ya da porsiyon küçültüyoruz. Temel gıda maddelerinden olan; et, süt, peynir ve yumurtanın yanına dahi yaklaşamaz olduk. Sebze ve meyvede de durum farklı değil. Fiyatlar neredeyse her gün artıyor. Böyle giderse, evrim geçirip, fotosentez yaparak yaşamayı öğrenmezsek zorunda kalacağız. Şaka bir yana, gerçekten durum ciddi. İnsan beslenmesi, tüm ülkelerin üzerinde önemle durdukları bir konu. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, insanlarına öncelikle, nicelik bakımından yeterli besin maddeleri sağlama çabasındadır. Böyle ülkelerde, İnsanımız doysun da nasıl doyarsa doysun yaklaşımı hakimdir. 3 öğün sadece ekmek yense onlar için sorun halledilmiştir. Gelişmiş ülkelerde ise; nicelik sorunu bulunmadığından daha çok nitelik konusu ön plana çıkmaktadır. Yani, sağlıklı, dengeli ve zengin beslenme…

İnsan beslenmesi için iki temel gıda, et ve süt. İkisine de artık elveda!.. Yazık bu ülkenin çocuklarına. Yetersiz beslenmenin acı sonuçları ile karşı karşıya kalacaklar. Yeteri kadar gelişemeyen beyin ve vücut yapıları, zekâ geriliği gibi… Süt ve türevleri insan beslenmesinden çıkarıldığında sistemimiz çöker. Beslenmemizde kalsiyumu başka hiçbir besinden ihtiyacımız oranında karşılayamayız. Süt ve türevleri beslenmede yoksa dişlerimiz ve iskelet sistemimiz de gelişemez. Ayrıca, sütün içinde beyin için gerekli olan lesitin sifingosin, sifingomiyelin fosfolipitleri de vardır. Bunlar ise, bebeklerin beyin gelişimi için çok önemli!

Et ise; yüksek biyolojik değeri, doyuruculuğu ve içerdiği proteinler açısından beslenmede ön sırada yer alan bir besin maddesidir. Et kan yapar ve kansızlığı önler. Bedeni canlı ve güçlü kılar. Zihinsel gelişmeyi sağlar. Şişmanlığı önler. Kırmızı etin büyümede önemli etkisi var. Kırmızı et, önemli bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Vatandaş bir yılda fiyatları dörde katlanan süt ve süt ürünlerine ayıracak bütçe bulamaz hale gelirken, artık eti de rüyasında görecek! 1 kg kıyma 400 TL oldu. Peynir fiyatları da bundan farklı değil. Ayrıca peynir, peynir değil! İçinde sütten başka her şey var!

ARTAN ET VE SÜT FİYATLARINDAN ÜRETİCİLERİMİZ DEĞİL ,YANLIŞ TARIM POLİTİKALARI UYGULAYAN HÜKÜMETLER SORUMLUDUR.

Hayvan popülasyonunu artırmak çok mu zordu? Bu günler neden öngörülemedi? Anlı şanlı onca tarım bakanımız geldi geçti.

Evet sadece geldi geçti!

Bu ülkede cerrahı bile tarım bakanı yapmadık mı?. Liyakati; “İşi ehline verin” diyen dinimizin buyruğuna rağmen göz ardı etmedik mi?!

Hoş!, gerçi işi ehline versen ne fark edecek. Neticede hükümetin(!) politikasını uygulayacak.

1980`de 44 milyon nüfus varken 86 milyon baş hayvan vardı. Yani kişi başına iki hayvan düşüyordu. Şimdi 84 milyonuz. Son açıklanan rakamlara göre 18 milyon büyükbaş, 53 milyon da küçük baş olmak üzere 71 milyon hayvanımız var. Artık kişi başına 1 hayvan bile düşmüyor!

Geçtiğimiz yıl 1 milyon 5 yüz bin ineği kesime gönderdik. Yem fiyatlarının yüksekliği nedeniyle zarar eden çiftçi çareyi hayvanını satmakta buldu. Et fiyatları bir süre aynı seviyede kaldı. Fakat sonrasında süt fiyatlarına paralel şekilde o da yükseldi.

Damızlık hayvanların kesime gönderilerek yok edilmesi inanılır gibi değil.

Doymakla beslenmenin farkını dahi bilmeyen o kadar çok insanımız var ki… Atalarımız “Tok açın halinden anlamaz” demişler. Kime ne anlatacaksın. Ne desek boş! Haydi sandığa! Verelim yetkiyi, görelim etkiyi!

İlyas Erbay

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil