DOLAR
Alış: 34.75
Satış: 34.89
EURO
Alış: 36.63
Satış: 36.78
GBP
Alış: 44.24
Satış: 44.57
Bütün Çağların En Yüksek Değeri Özgürlüktür
Sevgili okurlar bugün sizlerle özgürleşme sorunu üzerine sohbet etmek istiyorum. Öncelikle belirtmem gerekir ki özgürlükten anladığım şey ; İnsanın istediği yerden kalkıp istediği yere gitmesi, gezip dolanması, arzu ettiğini yiyip içmesi değildir. Bunu doğada herhangi bir canlı da rahatlıkla yapar. Özgürleşme sorununu şey yada şeylerin etkisinden çıkmak, bağımlılıktan kurtulmak, aidiyet güdüsünü aşmak bağlamında ele alıyorum.
Sevgili okurlar insan doğasında iki farklı kutup ve karşıt güdü yan yana ve iç içe bulunur.
— Sınırsız özgürlük isteği-güdüsü —
Kölece istenç ve boyun eğme isteği-güdüsü.
Bunlardan hangisinin egemen güdü olarak kişilikte yer edineceği sorunu kişinin çocukluk yıllarındaki edinimleri ile ve ayrıca yaşam süreçlerinde edindiği bilgi deneyim ve bunlardan elde ettiği güç ile ilişkilidir. Bu nasıl bir çelişik durumdur diye sorulabilir. Açmaya çalışalım;
İnsan doğasının esas ekseni sınırsız özgürlük üzerine oturur. Ancak tek başına yaşama güç yettiremediğinden insan topluluk halinde yaşamaya mecbur kalır. Bu kalış ve mecburiyet topluluk kural ve kurumlarına dayanmaya, onlara katılmaya ve onlardan güç alarak yaşama güç yettirmeye götürür. Boyun eğme ve köle olma istenci bu aşamada gelişir ve kişilikte egemen hal alır. İnsanlık tarihinde oluşan bütün kom’lar aidiyet isteği yaratarak kölece istemi ve boyun eğmeci güdüleri besleyip büyütmüştür.
Sevgili okurlar KOM kavramı ile insanlık tarihinde insan soyunun yarattığı ve örgütlediği her türlü siyasi, sosyal ve dini kurum kuruluş, cemaat ve kümelenmeyi kast ediyorum. Aile, kabile, klan, aşiret, halk, millet, ulus ,cemaat, tarikat, mezhep, devlet, parti vb. bunların her birine KOM diyorum. Ve hepsi istisnasız bağımlılık dayatan, ait olma duygusu veren, biat etmeyi ve tabi olmayı isteyen yapılardır. Ve bunların hepsi sınırsız özgürlük ana eksenine kurulu insan doğasının bu yönünü budayarak ve dumura uğratarak köle olma isteğini, boyun eğme istek ve eğilimini besleyerek ön plana çıkarırlar.
Köleci tarihsel -toplumsal süreçleri incelememizden çıkaracağımız en birinci olgu; Koşullar dayattığında insan doğasının köle olmayı özümseyip içselleştirebildiği, köle oluşuyla övünecek kadar bir esnemeye sahip olduğu gerçeğidir. Tabiatın ürünü olan insan soyu oluşumundan bu yana özgürleşme yolculuğunda sadece bir başarılı adım atabilmiştir. Ve henüz özgürleşmenin ilk durağındadır.
Bu adım doğayla olan başlangıç uyumunu aşması- uyumunu bozması adımıdır. Bu büyük bir özgürleşme hamlesidir. Zira somuttan soyuta ulaşan düşünme düzeyine ulaşmayı başarmıştır. Böylece üretmek denen şeyi başarmıştır. Bu önemli bir hamle olmakla beraber tamamlanmış bir özgürlük olmaktan uzak bir hamledir.
Zira olumlu özgürlük diyebileceğimiz bu hamle beraberinde olumsuz özgürlüğü doğurmuş insanlar kom dediğim dinsel, sosyal ve siyasal oluşumları üreterek yaşam güvenliği ve kaygısı demek olan olumsuz özgürlük koşullarından kurtulmaya çalışmıştır. Bu da olumsuz yeni bir durumu KOM’lara mensubiyeti ve aidiyeti oluşturmuştur. Kom’lara ait olma duygu ve istemi şartların zorunlu sonucudur ama günün sonunda bu durum kölece istemlere ve boyun eğme güdüsüne götüren bir durum ve sonuçtur. Bu bakımdan insanlaşma ve özgürleşme süreci sonlanmış ve bitmiş bir süreç değildir. Devam etmekte olan bir süreçtir. İnsanlık ikinci özgürleşme hamlesini her türden Kom’lardan kurtulmak, onları aşmak, terk etmekle atmış olacaktır. Ancak bu ikinci adımı atsa ve bunu başarsa bile özgürleşme süreci tamamlanmış olmayacak üçüncü bir özgürleşme adımına ihtiyaç olacaktır. Bu üçüncü hamle cinslerin birbirleri karşısında özgürleşme ihtiyacıdır.
Yeni yazılarda buluşmak üzere…
Saygılarımla
Doğan Karaağaç
7 Haziran 2023
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
ABD VE İSRAİL MEMNUN, BİZ DE MEMNUNUZ !
-
KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK
-
EMEKLİLERİ AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA MAHKUM EDEN REFORM !
-
MODA DİYETLER
-
TEŞEKKÜR ETMEKTEN ZARAR GELMEZ
-
MAMACI DEDİKLERİNİZ SİZİ SATIN ALIR
-
YÜZDE KAÇ VEREYİM ABİME !
-
KUŞADASI CHP’YE YENİ KATILIMLAR
-
KUŞADASI GÜNDEMİ
-
TÜRKİYE BU KONUDA DA AÇIK FARKLA LİDER !
-
ÜÇ GAZETECİNİN HAYALİ MEKTUBU
-
BELEDİYE HİZMETLERİNİN AKSAMASI KİMİN İŞİNE YARAYACAK ?