Ana Sayfa Yazarlar 12.07.2023 530 Görüntüleme

Araştırmacı , Yazar

BAKALIM BU “EVET”İN BEDELİ NE OLACAK?

İsveç’in NATO üyeliğine neyin karşılığında evet dedik? AB üyeliğimizi ve vize serbestisini destekleyecekler miş! Şimdilik görünen sadece, kocaman bir “MİŞ!” İsveç güvenilir bir ülke mi? Asla! Bu ani kararın Biden görüşmesinin hemen sonrasında alınması düşündürücü. Ülkemiz adına elle tutulur, somut bir kazanım sağladık mı? Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu karar Rusya ile ilişkilerimizi nasıl etkileyecek? Durup dururken Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğini neden gündeme getirdik? Bu iki konunun birbiriyle bağlantısı var mı? Tüm bu soruların yanıtı önümüzdeki süreçte mutlaka ortaya çıkacaktır. Bekleyip, göreceğiz. Bu ani politika değişikliğinin mutlaka geçerli bir nedeni olmalı.

Ne sahte müttefikimiz ABD ye nede ikiyüzlü Avrupa’ya güvenilmeyeceğini yaşayarak, en acı biçimde tecrübe etmiş bir ülkeyiz.

Hegel’in tarih felsefesinin bize öğrettiği bir düstur var. Der ki Hegel: “Tecrübe ve tarih öğretir ki, insanlar ve devletler asla tarihten ders almazlar ya da ondan çıkan ilkelere göre hareket etmezler.”

Öyle mi acaba? Gelin, yakın tarihimize bir göz atalım. Yunanistan 20 Ekim 1980 de Nato’nun askeri kanadına nasıl geri dönmüştü? Hatırlayalım. Şimdiki ABD Başkanı Biden’ın da aralarında olduğu bir heyet Türkiye’ye gelerek baskı yapmışlardı. Aslında baskıya da pek gerek yoktu. Zira, ülkemizde yönetimde kendi adamları vardı! Neticede, Yunanistanın Natoya tekrar girmesine onay vererek başımıza bela ettik.

Yunanistan, Türkiye’nin 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra tepki olarak NATO’nun askeri kanadından çekilmişti. Kısa bir süre içinde geri dönmek istese de Türkiye’nin onayı gerektiğinden Atina yönetiminin aynı şartlarla NATO askeri kanadına dönmesi mümkün olmuyordu. Zira Türkiye’de siyasi istikrarsızlığa rağmen hiçbir hükümet, başta Ege Denizi’nde olmak üzere maksimalist taleplerde bulunan Yunanistan’ın askeri kanada dönmesine onay vermiyordu.

ABD tarafından desteklenen Yunanistan’ın askeri kanada dönüşü için uygun ortam 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile söz konusu oldu. Nitekim, darbeci Kenan Evren ile NATO Avrupa Yüksek Müttefik Komutanı Bernard Rogers darbeden hemen sonra 6 Ekim 1980’de yapılan görüşme sonrasında kamuoyunda Rogers planı olarak anılan plan konusunda mutabakat sağladılar. Darbe hükümetinin 1 numaralı kararıyla da neredeyse hiçbir şey verilmeden ve taahhütler yerine getirilmeden Yunanistan’ın NATO askeri kanadına dönmesi konusundaki Türk vetosu kalktı. Yunanistan resmi olarak 20 Ekim 1980’de NATO askeri kanadına döndü. Bundan birkaç ay sonra ise Avrupa Topluluklarına (şimdiki AB’ye) üye oldu ve o dönemden günümüze kadar her iki platformu da maksimalist talepleri ve Türkiye karşıtlığı için kullanmaya devam ediyor. Adalara el koyması, silahlandırması Ege de hak iddia etmesi, Türkiye düşmanlığı Nato’ya geri döndükten sonra had safhaya ulaştı.

Bunca yaşanmışlıklardan ve tecrübelerden sonra aynı hatanın İsveç konusunda tekrarlanacağını zannetmiyorum. Tarihten mutlaka ders alınmıştır diye umut ediyorum.

Ülkesini seven her Türk vatandaşı gibi şunu çok merak ediyorum; elimize geçen bu tarihi fırsatı doğru kullandık mı acaba?

İlyas Erbay

ilyas.erbay@gmail.com

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

SAVCILIĞA ŞİKAYET EDİN

SAVCILIĞA ŞİKAYET EDİN

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil