Ana Sayfa Yazarlar 13.07.2023 474 Görüntüleme

1985 yılında Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Lisans, 1989 yılı Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Lisans mezunu. Konya, Hakkari, Safranbolu Devlet Hastanelerinde Diyetisyen olarak çalışıp, 2005 yılında emekli oldu.

NE OLUYOR ! YILDIZ TOZU MU GELDİ ?

Bulunduğumuz ay yılın yedinci ayı. Yedi ayda bir çok ünlü insanımız bizleri bırakıp gitti. Dün Milan Kundera’nın da gidiş haberi geldi!…Gazeteci Mehmet Barlas, müzisyenlerden; Mustafa Taşpınar, Burhan Çaçan, Berkant Çakıcı, Nuri Sesigüzel, Nurhan Damcıoğlu, İlham Gencer, Metin Milli, Suna Kan, Özkan Uğur, siyaset dünyasından; Kemal Derviş, Deniz Baykal, tiyatro sanatçılarından; Rana Cabbar, Köksal Engür, Kazım Akşener, Ersin Ökten, Muhlis Asan ve yeni haber olarak Olcay Poyraz giderlerimiz. Artık anladım, atmosferimizde gitme enerjisi dolaşıyor. Dikkat etsin herkes kendisine. Bir süre gider bu böyle, hemen geçmez,en az bir sene sürer diyorum ben. Daha çok okuyup üfleyelim kendimize !

Ünlülerin gitmesi daha dikkat çekici olduğundan, üst üste gidişleri normalin dışında bir şeyler olduğunu fark ettiriyor. Kendi hayatımda yaşadığım tecrübeler ve diğer insanların yaşamlarına şahitliğim neticesinde, kimi zamanlarda, belli bir olayın, durumun, gerçekleştiği dönemlerden geçtiğimize inanmaya başlayalı, hayli zaman olmuştur. Örneğin bazı seneler toplumda hamile populasyonu artıyor. Sokağa çıkınca, üç beş genç kadından birisini hamile olarak görmek mümkün olabiliyor. Demek ki o sene, hayın coşma senesi,…gelen senesi. Bazende sanki hepsi toptan yok oluyor, bu sene gibi. Belki o sene de gidenlerin senesi !… Bazen kız çocukların doğum senesi, bazen de erkek çocukların doğum senesi oluyor. Bazı yıllar çok trafik kazası, bazı yıllar hastalık, bazen de boşanma senesi . Sanki vuku bulması istenen durumun sihirli bir tozu, yıldızlardan atmosferimize atılıyor. Konu her ne ise, o konudaki zayıf bünyeliler, tozdan nasibini alıyor. Hani Biyoloji dersinde doğal seleksiyon diye bir şey vardı, onun gibi fakat burada ki sistem olumlu ve olumsuz yönde çift taraflı işliyor. Tuhaf şekilde bir seçicilik oluyor. Kimi zaman kemik kırığı senesi, kimi zaman evlenenlerin senesi !

Biliyorsunuz yıldızı düşük olmak diye bir şey vardır. Gerçekten de vardır, atmasyon uydurma değildir o. Yıldız tozu en çok onları etkiliyor diye düşünüyorum. Olcay Poyraz’ı çok severdim. Bir tiyatro sanatçısı olarak özel bir sese sahipti. Net bir ses, duru, berrak. Şırıl şırıl fakat sakin akan bir nehir gibiydi. Tıpkı Tijen Par ve Tomris Oğuzalp gibi. İnse iyi gelen yumuşak sesli insanlar! Biz onları radyoda tiyatrolardan, arkası yarınlardan ve dublajlardan biliyoruz. Her birinin sesi silinmez olarak kazınmıştır belleğe. Hepsi sanatçı kelimesinin hakkını verip, içini dolduran insanlar. Kuşkusuz çok değerliler. Gidişleri toplum için bir kayıp. Geriden gelen yok falan demeyeceğim. Geriden gelen hep olur. Devran da hep döner, döngü işler, ama her giden gerçekten bir kayıptır bizler için, çünki her bir varlık özel ve eşsizdir. Allah yarattıklarını benzersiz yaratır. Tek yumurta ikizleri bile, dikkat edilince, birbirlerinin tam aynısı değildirler. Toplumsal ölçekte sihirli yıldız tozu olduğu gibi bireysel ölçekte de sihirli yıldız tozu var. Nokta atışlı tozlar bunlar. Toza bulandıysan eğer, bulanan o kişinin hayatında tekrarlayan durumları oluyor. Örneğin üst üste yaşanan kazalar gibi, fakat kazalarda her nedense hep aynı yerden hasar alınıyor. Düşününce gerçekleşme ihtimali hemen hemen imkansız olan bir şeyi sık aralıklarla peş peşe yaşayabiliyorsunuz. Elbette bu durumlar; aynı zamanda kaderin varlığının da işaretleridir bizlere. Allahın izni olmadan hiçbir şey gerçekleşmez evrenimizde. O Mutlak Hakimdir.

Atmosferimizdeki bu toza karşı çaresiz miyiz ? Değilizdir mutlaka. Allah var çaresizlik yok fakat önlem için dikkatli olalım falan da demeyeceğim çünki dikkatli olmak, böyle durumlarda hiçbir işe yaramıyor! Yaramıyor olmakla birlikte, hayatın her anında dikkatli olma gerekliliğimizin olduğu da su götürmez bir gerçekliktir mutlaka. Yıldız tozlarımız için önlem almada, sure okumaya çok inanıyorum. Biliyorsunuz önce Felak ve Nas süreleri gelir akla. Sonra Ayetel Kürsi, Amener Rasuli, Lev Enzelna tabi bunlar kısa olanlar. Birde uzun olanlar var; Yasin, Tebareke, Amme, Secde, Fetih sureleri gibi. Her birini okumak çok faydalı oluyor. Anladığıma göre, her birinin farklı enerjisi var. Dikkat edersek, hepsinin kendisine özel tekrarlanan sesleri vardır. Kaç tekrar olacağını Allah belirlemiş! Şiirsel gibidir sureler. Bu nedenle ezberlemesi de kolaydır. Beyin ahengi ve periyotları sever, sevilense hafızaya alınır. Seslerin yani titreşimlerin, frekansların enerjisi vardır. Surelerde de mekanizma böyle işliyor. Hani her şeyden önce, yaradılışda SÖZ vardı ya, hani bir şeyin olması için, önce ” OL, denmesi gerekiyordu. Söz , Kelime ; SES’lerin diziliminden oluşuyor ! …Seslerin frekansı ise bir matematik !… Müziğinde matematik olduğunu söylerler. Bu matematiği çözenler kolay beste yaparmış!

Gelecekte olabilecekler, bazen rüyalarla bize bildirilir. Hepimiz için söz konusudur bu durum. Allah adildir, kimisine böyle rüyaları gösterip kimisine göstermemezlik yapmaz. Özel bazı kullarına yapıyor zannetmeyelim. Biraz dikkat edersek rüyamızda görülenin, yakında gerçekleşecek olumlu yahut olumsuz bir olayı işaret ettiğini anlayabiliriz. Negatif bir rüya gördüğümüzde gerçekleşmemesi adına okuduğumuz bu sureler çok faydalıdır. Özellikle de Yasin suresi! Hayatımın her döneminde inançlı bir insan olmakla birlikte, toplumumuzun kabul ettiği anlamda dindar birisi olamadım. Zamanla, yaşadığım tecrübelerle bu yazdıklarımı akletmek zorunluluğu oluştu… Bu savları yaşayarak edinmektense, eğitimini alarak edinmeyi elbetteki tercih ederdim. Bu bağlamda, bireysel tecrübelerle edindiğim bu bilgiler benle birlikte gitmesin istiyorum. Umut ediyorum ki, gitmeden isteğimi gerçekleştirme imkanım olur. Bu yazımda bu imkanın bir parçası olsun diyorum.

Sevgilerimle,

Dyt.Güner Erbay

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

ANNEMİN KIZI OLMAK

ANNEMİN KIZI OLMAK

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil