Yerel seçimlerin kendine özgü bir sistematiği var.
Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi değildir….Adayların kişiliği, kimliği, kente katkısı ve karizması elbette önem taşır..Ama partisinin kimliğini nasıl taşıdığı da çok önemlidir. İkide bir değiştirilen parti kimliği hoş karşılanmaz.
İdeolojik bir takım saikler etkili olur ama adayın kent ile ilişkisi de rol oynayıcıdır.
Kuşadası bu anlamda çok ilginç örneklere şahit olmuştur…
Parti parti dolaşan adaylara çok itibar edilmemiş, genellikle siyasi mecrasında saygınlığı olan adaylara Kuşadası halkı itibar etmiştir.
Hep aynı isimlerin değişik partilerde adının geçmesini de hoş karşılamamıştır.
Bu anlamda, önümüzdeki seçimler de bu türden girişimlerin hüsranla sonuçlanacağını şimdiden söyleyebilirim. Bazıları, o partinin şu partinin kapısını çalmaya uğraşsa da o kapı açılsa bile Kuşadası halkı suratlarına kapatmayı bilecektir.
Kim olursa olsun, hangi memleketin çocuğu olursa olsun, kimliksiz ve tutarsız isimler aday olarak gösterilse dahi kazanmaları imkansız olacaktır.
Bu iddiamın en önemli delili, sayın Engin Berberoğlu’dur.
Berberoğlu, parti değiştiren figür olarak en akla gelen isimdir…
Sonuç, kendisi için hüsran olmuş, CHP’ye geri dönmek zorunda kalmıştır…
Kuşadası’nın böyle bir yapısı var…
Parti değiştirip, o partilerin de içini karıştırmak ve başka amaçlara hizmet etmek isteyenlere duyurulur..
Bu tip isimlerin Kuşadalı olması da hiç önemli değil..
Tam aksine, Kuşadalı olmak daha sağlam bir siyasi mücadeleyi beraberinde getirmelii.
Burası benim doğduğum topraklar demeli ve utanma duygusunu yitirmemeli..
Ne yazık ki, Kuşadası’nda siyasi utanç duygusu gelişmemiş pek çok siyasi aktör var…