DOLAR
Alış: 38.21
Satış: 38.37
EURO
Alış: 43.38
Satış: 43.55
GBP
Alış: 50.76
Satış: 51.14
KİN İLE HAMASET
Kuşadası’nın yıllar içinde yaşadığı olumsuzlukları ve çarpık yapılaşmayı süreç içinde değerlendirmek gerekirse, Turgut Özal’ın beş yıldızlı otel sevdasına, yatak sayısını arttırmak adına, turizmde istihdam ve döviz girdisine kurban edilmesine mutlaka dikkat çekilmelidir.
Özal’ın 1980’li yılların ortalarında başlayan kitle turizmi atağından, ne yazık ki Kuşadası en çok etkilenen ilçelerden biri oldu.
Bugünkü görünümü; fazla beton, az yeşil ve çarpık yapılaşma olsa bile, aynı durum Marmaris için de geçerli.
Marmaris ve diğer bütün tatil beldeleri sosyal hayat ticarileştiği için doğallığını kaybetmiştir.
Hiçbir kasaba aynı kalmamış, bozulmuş ve kirlenmiştir.
Ancak, Kuşadası’nda bütün bu yaşananlar, 1980’li yıllardan başlayarak 40 yıldır iğne ile kuyu açar gibi değil de, kazma ve kürekle hızlı bir şekilde yaşanmış, iş makineleri yaz/kış susmak bilmemiştir.
Olumsuzlukları bugünkü mevcut yönetime bağlamak çok yanlış ve adaletsiz olacaktır.
Bu anlamda Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın yıllara sari bir şekilde geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu eleştirileri, yerel siyasete kurban gitmekte…Kentte yaşayan neredeyse herkesin ticari bir tatilin peşinde olduğu ortada iken, tek bir kişiyi suçlamak ve siyaset ummak, bundan da siyaset üretmek çok yanlış.
Her fırsatta Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel hedef tahtasına oturtulmak istense de, geçmişi bilenler için pek inandırıcı olmayacaktır…1980’li yıllarda Karaova’da açılan imarlardan Ömer Günel nasıl sorumlu olabilir?.. Tahminimce o yıllarda üniversite öğrencisiydi ve stajını yapan bir avukat adayıydı…
Bugün verilen imarlarda da Bakanlıklar etkili olmakta, turizm merkezi bir noktadan yürütülmekte, en küçük bir otel bile bakanlığa hesap vermekte…
Özetle söylemem gerekirse, yapısal bazı sorunlarımızı şahsi kinimizle yorumlayamayız…
Bugün gelinen noktada, sahildeki yapılaşma en büyük çirkinlik olup, bu imarların verilmemesi halinde nasıl bir Kuşadası manzarası olurdu bunun simülasyonunu mutlaka yapmalıyız.
Yoksa, geri planlara verilen küçük ölçekli ve az katlı imarların konuşulması bile bence gereksiz.
Her şehrin arka planına doğru ilerleyen bir yapılaşması var, bu da artan nüfus ve göçün kaçınılmaz sonucu…
Eğer, 50 yıl önceki Kuşadası’nı istiyorsak, bazı yerleşim alanlarını yaşama kapatmamız gerekecek ki bu imkansız.
Önemli olan şehrin planlı ve doğru bir yapılaşma ile ileriye taşınması ve düzeltilemez hatalar varken, havanda su dövülmemesi, Ömer Günel düşmanlığı üzerinden hamaset yapılmaması…
En tehlikelisi kin ile yapılan hamaset…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
YOGA, YOKA, YOGİ KAZIM
-
TEPE SOKAK İZLENİMLERİM
-
“YASALARIN SENİ ONLARDAN KORUMAK YERİNE, ONLARI SENDEN KORUDUĞUNU FARK ETTİĞİNDE !”
-
İnsanlaşma Yolculuğunda sorunlarımız
-
BAYRAM GİBİ BAYRAM
-
23 NİSAN
-
ÇOCUKLAR HAYATIN EN GÜZEL ÇİÇEKLERİ
-
KADINLAR DENİZİ’NİN YILDIZI PARLIYOR
-
İnsanlığın Kurtuluşu, Kapitalizm ve Ölçüsüzlükte değil, Ölçülülükte ve Bilimdedir.
-
YAZIKLAR OLSUN, NANKÖRLER !
-
İMZA STANTI İZLENİMLERİM
-
ÜRETİCİ PAZARLARIMIZ