Dün, CHP Kuşadası İlçe Başkanlığı’na önemli bir ziyaret gerçekleştiren CHP Aydın İl Başkanı Hikmet Saatçi’yi, ikinci kez yakından izleme fırsatı buldum.
Sayın Saatçi, CHP Kuşadası İlçe Kongresinde de bir konuşma yapmıştı…Ama dünkü konuşmasını halka daha iyi temas edici buldum…
Mesela; CHP’nin tüm örgütsel çabalarına rağmen, Kılıçdaroğlu’nu, Cumhurbaşkanı seçtirememesinin üzüntüsünü üyelere çok iyi temas ettirdi.
Herkes bu üzüntüyü Saatçi ile birlikte bir kez daha yaşamış oldu.. Sanki 28 Mayıs’ın üzerinden hiçbir şey geçmemiş gibiydi. Yüzlerdeki ifade o günkü üzüntüyü aktarıyordu.
Ancak, CHP’nin bu üzüntüyü bir an önce üzerinden atması gerekiyor. Hikmet Saatçi de bunun farkında olmalı ki; üyeleri, 4 Ekim’deki Aydın İl Kongresine davet ederken, mücadeleden vazgeçmemeleri konusunda uyardı.
Aydın CHP olarak 3 milletvekilinden 4 milletvekiline çıkılmasına karşın, bu başarıya rağmen, sevincin hüzne dönüşmesi ne acı değil mi?
Hiç milletvekili çıkaramamış örgütlerde bile böyle üzüntü ve hüzün yoktur.
Dünkü Kuşadası CHP’deki ziyarette de böyle üzüntü ve hüzün vardı…
Ben zaman zaman CHP eleştirileri yapan bir gazeteciyim..
Ama içimi acıtan bu hüznü ve izlenimlerimi de objektif bir biçimde aktarmam gerekiyor.
Her zaman eleştirmek kolay, bir de böyle moral olarak yıkılmış partililerin hüznüne saygı göstermek var..
CHP’nin içinde bulunduğu krizden çıkışının süreç alacağını düşünüyorum.. Ama sandıkta başarılı sonuçlar almasına karşın, Genel Başkanını Cumhurbaşkanı seçtiremediği için hüzne boğulan örgütlere de saygı göstermek, en azından eleştirmek için bu süreci atlatmalarını beklemek gerek…
CHP örgütleri de, krizi bir an önce atlatmalı.. Mücadeleden vazgeçmemeli… Zor zamanlarda da; meydanlarda, kongrelerde, sahada olmayı bilmeli.. Asıl partililik bu olsa gerek…Güçlü iken değil, en zayıf zamanda partinin yanında olabilmeli…