Kuşadası’nda bir çok siyasi partinin isminden sık sık bahsediyoruz.

Ama MHP’den pek söz edilmiyor… Oysa bu parti sessiz ve derinden gidiyor.

MHP, AK Parti Kuşadası Belediye Başkan adayının belirlenmesinde Cumhur ittifakı kanadında yer alması nedeniyle etkili oldu mu?

AK PARTİ’de adayın Esat Altungün olarak saptanmasında MHP kuvvetli bir faktör müydü?

Geçtiğimiz seçimlerde (2019) MHP’nin o dönemin ilçe başkanı Mustafa Bayraktar tarafından Esat Altungün ismi üzerinde ısrar ettiği biliniyor.

AK Parti’nin ittifak ortağını bu kez kırmadığı gibi bir saptamada rahatlıkla bulunabiliriz.

Oy oranlarına bakılırsa, en son seçimde MHP yüzde 5.5 civarında bir oy almış.

AK Parti ise, yüzde 19 civarlarında seyrediyor.

Bu durumda, yüzde 5.5 oy potansiyeli olan MHP’nin aday belirlemede yüzde 19 oy oranı olan AK Parti’den daha etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Hatta sayın Esat Altungün için, MHP’nin Aydın’daki 5. BELEDİYE BAŞKAN ADAYI da denilebilir.

Ancak, aynı durumun AK Parti tabanında pek hoş karşılanmadığını da görüyoruz.

Sosyal medyadan aday ismine yönelik ciddi tepkiler var.

Görüştüğüm AK Partililer de, Esat Atungün’ü MHP’nin adayı olarak gördüklerini açık açık söylemekte.

Büyük ihtimalle, bu durum AK Parti tabanının sahada çalışması sırasında zorluklar çıkaracak.

2016 YILINA KADAR CHP’li olan ve aday gösterilmeyince AK Parti’ye geçen, bir dönemin İGD (İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ) üyesi ve sol görüşlü olduğu herkesçe bilinen ESAT ALTUNGÜN’e oy istemekte güçlük çekeceklerini söyleyen AK Partililer, iki arada bir derede kalmış görüntü veriyor.

MHP’nin ısrarıyla aday gösterildiğine işaret edilen Esat Altungün’ün ise, ilk meydan konuşmalarında, yıllardır içinde bulunduğu ve kontenjan meclis üyesi olarak aynı safta çalıştığı CHP Kuşadası Belediye Başkan adayı Ömer Günel’i hedef alması, CHP’ye adeta cihat ilan etmesi, 40 yıllık partisine vefasızlık olarak değerlendiriliyor.

Yerel seçimlerde aday isminin yanı sıra, parti isminin de önem taşıdığına işaret eden okuyucularımız ise, gelişmeleri hayretle izlediklerini iletiyor.

Küçük partilerin büyük partileri yönettiği, parti değiştirmelerden hiç sakınılmadığı ilginç bir süreç yaşıyoruz.