Günümüz kapitalist dünyasının en önemli sorunu, insanlığın başarı sorusunda ki bakış açısına verdiği cevaplarıdır şüphesiz. Başarıya insanlık iki açıdan baksa da , bugün neredeyse her toplum sınıfları inançlı inançsız başarıyı maddesel olarak görmektedir… Başarı nedir ? Doğru ahlaklı bir yaşam mı yada kolay yoldan kazanılan ticaret mi veyahutta hem ahlaklı olup hem de maddesel pozitif sonuç mudur? Bana göre başarı; önce insan olmaktır, doğru ahlaklı insan olmak. Sonra okumak ve ilime yönelmektir , maddi sonuç ise en son sıradadır. Ve her insan ihtiyacı kadar maddiyata gereksinim duymalıdır. Fakat günümüzde insanlık, maddiyat gereksiniminin ihtiyaç dışında da çok fazla gereksiz yere talep ettiğidir. Bu durumu günümüz insanı toplumlar arası üstünlük aracı olarak görmektedir. Ego tatmini ve ihtiras aracı olarak da yorumlayabiliriz.
İlim; günümüz dünyası ilmi bilgiyi sadece diploma ile neticelendirmektedir. Kişi okul boyunca kazandığı alana ve diplomaya odaklanır. Yine diplomayı da gelişmemiş toplumlar özellikle üstünlük aracı olarak görür. Diploma bir ilmi sonuç değildir. Diploma özde kazanılmış bir eğitimde değildir. Eğitim ve ilim insanın okul yaşamı boyunca değil, tüm hayatı boyunca sürecek olan manevi değerleridir aslında. En iyi okuldan kazanılan diplomanın manevi değeri yoksa, kazanılan diplomanın da özde değeri olamaz. Şöyle düşünelim başarılı okuldan mezun olan bir mimar, kamu işlerine fesat karıştırıyor ve bu sayede çok zengin oluyor ise, şimdi biz bu duruma manevi olarak baktığımızda, işe fesat karıştıran mimarı bu bileşkelerle başarılı görebilir miyiz ? Ancak olaya maddesel açıdan bakarsak o mimarı başarılı görürüz. Ne acıdır ki bugün kü insanlığın bakışı da budur.
İşte ne yazık ki günümüz insanlığının en büyük sorunu da budur. Olayları maddesel olarak okumak. Bir hamal düşünelim evine alın teriyle ekmek götüren ve çocuklarını okutan ve de hiç bir şekilde harama uzanmayan. Kuşkusuz o hamal bir çok diplomalı hırsızdan çok daha değerli ve itibarı hak eden insanlar olduklarıdır. Fakat toplum o dürüst hamalı hor görürken, harama uzanan güçlüye itibar göstermektedir. Bu vaziyet haline toplum riyası da diyebiliriz. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde sıkça karşılaşmaktayız. Gönül ister ki her iş ve meslek sahipleri diplomalı ilimli ve yine dürüst olsun. Az da olsa bazı gelişmiş ülke toplumlarında bu durum yaşanılmaktadır. Başarı hiç tereddütsüz komple bir olaydır ve en önemlisi ahlaklı yaşamaktır.
Ahlak ve doğruluk alın teri kul hakkına girmemek aslında en büyük başarıdır. Asıl gerçek başarı da budur maneviyat , kapitalizmin empoze ettiği başarı, tamamıyla algısal ve içi boş başarı öyküsüdür. Bize büyük bir mucize ile sunulan bu yaşam, son anımıza kadar ilme koşmak, doğru yaşamak ve iyi insan olmayı gerektirmektedir. Bunu başaran her insan başarılıdır, ister fakir ister zengin diplomalı veya diplomasız. “Başarı ahlak ve maneviyatta saklıdır.”
Zihni Gaymalı
