Sırası gelmişken okullarda yaşanan şiddet sarmalı ile ilgili yazmak istiyorum.

Eğitim alanında “öğretmen dayağının” cezaya tabi olmasının büyük önemi var. Ama bu cezalar yetersiz.

Hala öğrencisini döven ama Valilik talimatı ile serbest bırakılan, görevine devam eden öğretmenler var.

Öğrenciye dayak atan, fiziksel zarar veren öğretmenin maaş kesilme, uyarı gibi cezalar alabileceği 4357 sayılı yasanın, 6. maddesinin b bendinde, 1702 sayılı yasanın 20 ve 22. maddelerinde de açıkça belirtilmekte.

Aynı yasanın 27. maddesi gereğince öğrenciye cinsel tacizde bulunan öğretmen meslekten çıkarılma ile cezalandırılmakta.

Yapılan araştırmalar ülkemizdeki okullarda yüzde 50 civarındaki öğrencinin fiziksel şiddete uğradığını göstermekte.

Bir de okullarda öğretmen ve öğrencilere psikolojik destek sağlanmadığı görüşündeyim.

Rehber öğretmenler zaman zaman yetersiz kalmakta.

Ekonomik krizin öğretmenler ve öğrenciler üzerinde büyük baskı oluşturduğunu düşünüyorum.

Bu nedenle her okulda DAYANIŞMA SANDIĞI oluşturulmalı.

İhtiyaç sahibi öğrenci ve öğretmenler bu sandıktan gerektiği zaman destek alabilmeli.

Şiddetin temelinde ekonomik kaygılar ve insan ilişkilerinde destek yoksunluğu yatıyor.

Sanırım sadece GÜVENLİK ÖNLEMLERİ yetersiz bir söylem olur.

Ben ufak ufak her okulun kendi öz kaynakları ile döner sermeye oluşturmasından ve psikolojik danışmanlık hizmetleri vermesinden yanayım.