Geçtiğimiz gün, Kuşadası’nda tatil yapan Nusaybinli çocukların haberi hemen hemen bütün haber sitelerinde yayınlandı.

Doğrusu haber çok güzel bir haber.

Denizi hiç görmemiş çocukların denizle ilk kez Kuşadası’nda tanışmaları çok güzel bir haber

Ancak, bizim dikkatimizi haberin başka bir tarafı çekti.

Bu çocukların içinde kız çocuğu göremedik.

Aileleri mi kız çocuklarını göndermiyor, yoksa organizasyonun tercihi mi böyle?

Doğrusu bunu çok merak ettik.

Benim aklıma ailelerin izin vermediği seçeneği daha yakın geldi.

Ne acı değil mi, kız çocukları böyle güzel bir organizasyonda yer alamıyor.

Burada bile fırsat eşitliği yok, cinsiyetçi yaklaşım ağır basıyor.

Sonra da bu ülkenin gelişmesini bekliyoruz, daha çok bekleriz.

Kız çocuklarının denizi görebilmek için beklediği bir ülkede yaşıyoruz.

Kadın hakları savunucularının yapması gereken, bu organizasyonlara kız çocuklarını yüzde 50 bandında dahil etmek olmalı.

Kadınlara biçilen roller de hiç değişmedi.

Hanım hanımcık, şirin roller üstlenmeniz bekleniyor hep.

Etliye sütlüye bulaşmamanız, erkeklerin oturduğu masalarda yer almamanız isteniyor.

Tıpkı Nusaybinli kız çocukları gibi bir köşeye çekilip, erkeklerin film ve fırıldaklarına tanıklık etmemeniz isteniyor.

Nedense denizi görmeyi bekleyen kız çocukları gibi hissettim bir an kendimi.

Ben bunları ailem sayesinde çoktan aşmışım ama aşamamış milyonlarca kadın var.

İşte ülkemizin acı gerçeği…

Denizi bekleyen kadınlar ülkesi…

Açıkçası Nusaybin’e deniz götürmemiz gerekiyor.