Ana Sayfa Yazarlar 10.06.2025 366 Görüntüleme

Bir Çocuğun Görünmez Yaraları

Bir çocuğun dünyasında ebeveynleri tanrısal varlıklar gibidir. Onların her sözü, her davranışı çocuğun zihninde mutlak gerçek olarak kaydedilir. Peki ya bu tanrısal figürler sürekli olarak çocuğu ‘’aşağılıyorsa, alay ediyorsa, küçümsüyorsa?’’

İşte o zaman çocuğun zihnine kazınan tek bir mesaj olur: “Ben değersizim.” Çocuğun büyürken içinde taşıdığı bu çekirdek inanç, yetişkin yaşamının her alanına sızar. İlişkilerde, iş hayatında, sosyal çevrede hep aynı kaygıyı taşır: “Yetersiz olduğumu herkes görecek.” Sevgi görse bile huzur bulamaz çünkü bu ona yabancıdır. Tanıdık olduğu duygu, sevilmeyi beklerken ‘’reddedilme korkusudur’’. Bu bireyler genellikle ya aşırı mesafeli ve soğuk ilişkiler kurarlar ya da sürekli onay arayan, bağımlı ilişkiler içine girerler.

Her iki durumda da ortak nokta, ‘’sevgiyi hak etmedikleri’’ inancıdır. İronik olan, gerçekten sevildiklerinde bunu da kabul edemezler. Çünkü bilinçaltları, “Ben kimim ki sevileyim?” sorusuyla doludur. Mükemmeliyetçilik bu bireylerin sıkça başvurduğu bir savunma mekanizmasıdır. “Eğer kusursuz olursam, belki o zaman sevilmeyi hak ederim” düşüncesiyle kendilerini tüketirler. Ancak bu çaba da içlerindeki boşluğu dolduramaz çünkü sorun gerçekte yetersiz olmaları değil, yetersiz olduklarına inandırılmış olmalarıdır. İlişkilerde ise durum daha da karmaşıktır.

Sevgiyi deneyimlediklerinde ise, sevgiyi hak etmedikleri düşüncesi ile utanç veya bu kadar iyi olan gerçek olamaz kalıp yargısı ile şüphe duyarlar. Bu nedenle bilinçsizce ilişkilerini sabote ederler, böylece tanıdık olan reddedilme duygusuna geri dönebilirler. Çocuklukta aşağılanma, fiziksel şiddet kadar yıkıcıdır. Çünkü fiziksel yaralar iyileşirken, duygusal yaralar görünmezdir ve çoğu zaman kişi tarafından bile fark edilemez. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarının görmezden gelinmesi, onun hayat boyu taşıyacağı görünmez yaralara neden olur. Ancak unutulmamalıdır ki, çocuklukta yaşananlar bizi tanımlamaz.

Önemli olan geçmişte bize öğretilen bu yanlış inançları fark edip değiştirebilme gücümüzdür. İyileşme yolculuğu zorlu olsa da, kendimize yeniden “sen değerlisin” diyebilmek mümkündür. Çünkü gerçekte hiçbir çocuk sevilmeyi hak etmez – zaten sevilmeyi hak etmek gerekmez, sevilmek her çocuğun en doğal hakkıdır.

Cem İNAK

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

INSTAGRAM HAYATIMIZIN GERÇEĞİ

INSTAGRAM HAYATIMIZIN GERÇEĞİ

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil