Ana Sayfa Yazarlar 19.06.2025 110 Görüntüleme

Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 4 İç Ses

İç Ses

Çocukluk, ruhumuzun henüz yumuşak kilden şekillendiği bir dönemdir. Ebeveynlerin elleri bu kile dokunduğunda bazen bir heykeltıraşın inceliğiyle, bazen de mermeri yontan çekiç gibi iç dünyamızda iz bırakır. Kimi çocuklar, o ellerin “mükemmel” baskısı altında ezilir; her dokunuş, “yetersizsin” yazılı bir damga gibi ruhlarına işler. Mükemmeliyetçi, alaycı veya aşırı koruyucu ebeveynlerin gölgesinde büyüyen çocuklar, yetişkinliklerinde eleştiriye karşı derin bir korku geliştirebilirler. Bu korku, aslında içlerinde hâlâ yaşayan o küçük çocuğun, bir kez daha incinmemek için verdiği bir hayatta kalma tepkisidir. Mükemmeliyetçi ve eleştirel ebeveyn, çocuğunun yaptığı bir resme gülerek ‘’bu böyle mi olur’’ demesi ile çocuktaki kırılma ‘’ ne yaparsam yapayım beğenilmeyecek’’ inancına dönüşür ve artık yaptıkları hiçbir şeyin “yeterince iyi” olmadığı donmuş bir gölde büyürler. Kendini ‘’çarpık aynalarda gören’’ öz güveni zedelenmiş çocuk için hata yapmak, acizlik olup affedilemez bir suçtur. Zamanla bu çocuklar, yaptıkları her şeyin ardına “acaba beğenilecek mi?” endişesini saklarlar.

Yetişkin olduklarında ise eleştiri, onlar için ‘’kişiliklerine yönelik bir saldırı’’ anlamı taşır. En ufak bir geri bildirim, çocukluklarında duydukları “yetersizsin” sesini yeniden canlandırır. Bu yüzden eleştiriyi ya görmezden gelirler ya da öfkeyle karşılık verirler. Oysa altında yatan tek duygu, ‘’derin bir utanç ve korkudur’’ : “Yine başaramadım, yine rezil oldum.” “Oysa bazı çocuklar için tehlike, yetersiz bırakılmak değil, hiç denemelerine izin verilmemesidir. “ Aşırı koruyucu ebeveynler ise farklı bir yara bırakır. Cam fanusta büyüttükleri çocuklarına “Dur, sen yapamazsın, ben hallederim” diyerek özerkliklerini ellerinden alırlar. Bu çocuklar, kendi ayakları üzerinde durmayı asla öğrenemezler. Her adımda birinin onayına ihtiyaç duyarlar. Yetişkinlikte karşılaştıkları eleştiriler, onlar için yalnızca bir yetersizlik kanıtı değil, aynı zamanda bir öfke tetikleyicisidir. Çünkü öfke, ‘’çaresizliğin maskesi’’dir. Bilinçaltında gizlenen kişi eleştiren kişi değil, kendilerini bir türlü “yeterli” hissedemeyen içlerindeki çocuktur. Şiddet ve cezanın hâkim olduğu bir ailede büyüyen çocuklar için ise eleştiri, ‘’ceza’’ ile eş anlamlıdır. “Bu not niye kötü?” sorusu, bir tokatla eşdeğerdir onlar için. Evinde zorbalanan çocuk okulda da akran zorbalığına maruz kalması normaldir ve artık ‘’alay edilme korkusu’’ yetişkinlikte de peşlerini bırakmaz. En küçük bir olumsuz geri bildirim, utancı yeniden tetikler.

Bundan böyle dünya güvenilmez bir yerdir ve her an bir eleştiri, bir reddedilme ihtimali vardır. Bu yüzden kendilerini ya tamamen geri çekerler ya da mükemmel görünmek için aşırı çaba harcarlar. Bu süreçler sonunda ‘’ne yaparsam yapayım zaten beğenilmeyecek ‘’ olumsuz otomatik düşüncesi, yetişkinlikte ‘’öğrenilmiş çaresizlik ‘’ ile kafesin açık kapısı olduğu halde uçmayı unutmuş bir kuş olarak karşılık bulur. Yetişkinin kendi iç sesi başkalarını yansıtmaya başlar. Oluşan kırılgan benlik yapısı eleştiri ile karşılaştığında ‘’benlik bütünlüğüne tehdit’’ olarak anlam kazanmaya devam eder. İyileşme, içimizdeki çocuğun karanlık odasına yetişkin gözü ile bakarken o kırgın çocuğun sesini duymakla başlar. ‘’Yapamazsın’’ diye fısıldayan içimizdeki çocuğa ‘’deneyeceğim’’ diyerek Ona, artık güvende olduğunu, hata yapmanın insana dair olduğunu anlatmalıyız. İçimizdeki çocuk, bir zamanlar korunmasız kaldığı için eleştiriden korkuyor olabilir. Ama artık yetişkin olan bizler, onu koruyacak güce sahibiz.

Çünkü gerçek özgürlük, “yeterli olma” baskısından kurtulup, “olduğum gibi kabul ediliyorum” inancına ulaşmaktır. Unutmamalıyız ki, belki de kusurlarımız birbirimize tutunabileceğimiz yerlerimizdir ve ruhumuzdaki bütün çatlaklar ışığın içeriye girmesini sağlayan, bizi biz yapan şeylerdir.

Cem İnak Klinik Psikoloji YL-Danışman

instagram.com/cem_inak

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

ESNAF TOPLANTISI İZLENİMLERİ

ESNAF TOPLANTISI İZLENİMLERİ

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil