Kuşadası’nda 1897 yılında toplam 29 köy, 1923 yılında 20 köy, 1935 yılında 17 köy, 1960 yılında 9 köy, 1975 yılında ise 8 köy vardı…

Günümüzde köylerin mahalle olması ile birlikte köy kavramı da kalmadı.

Şu anda kayıt altındaki nüfusumuz 140 bin 393 iken, fiili nüfusumuz 275 bin 393 civarında.

2007- 2024 yılları arasında 17 yılda oluşan fark yüzde 17…

Bu artış ne anlama gelmekte.

Tarım alanları üzerinde bir baskı oluştuğu ve imara açılmasını zorunlu hale getirdiği anlamına gelmekte.

Bunun önüne nasıl geçebiliriz?

Tarım alanlarımızı nasıl koruyabiliriz?

Ancak, 2. konutları kentsel dönüşüme sokarak, 12 ay kullanılmasını sağlayarak, tarım arazileri üzerindeki baskıyı hafifletebilir, kırsal kesimleri betonlaşmadan kurtarabiliriz.

Bölgemizdeki gıda güvenliğini de ancak böyle tesis edebiliriz.

Tarım alanlarının azalması gıda güvenliğini de tehlikeye atmakta.

Bugün; Kuşadası İlçe Tarım Müdürlüğü önünde açıklama yapan, veteriner, teknisyen ve teknikerler de gıda krizine dikkat çekerek, tarımsal alanların yok olma tehlikesine vurgu yaptı.

Köylerin azalması, adeta yok olması büyük bir tehlike.

Doğallığını yitiren doğanın intikamı da korkunç olmakta.

O halde köylerimizi yok eden sistemle mücadele etmeliyiz.

Kentlerin sağlıklı gıda tüketimi için köyler olmazsa olmaz olmalı.

Veterinerlerimizin bugünkü basın açıklaması çok önemli, insan sağlığı ile hayvan sağlığını eşit bir noktada değerlendirmesi değerli.

Veteriner hekimlerini hekim olarak görmeyen sistem mutlaka değişmeli.

Hayvan sağlığı da insan sağlığı da eşit bir zeminde ele alınmalı.

Kuşadası’nda yaşayan veteriner hekimlerimizin dışlanmışlıklarını dile getirmesini önemsiyorum.

Köylerimize de sahip çıkmayı öneriyorum.

Gıda krizi ile ancak bu şekilde mücadele edebiliriz.

Veteriner hekimlerimizin mücadelesini desteklemeliyiz..