Ana Sayfa Yazarlar 24.11.2025 549 Görüntüleme

Şair , Yazar

Türümüzün İlerleyişinin Diyalektiği (2)

İnsan türünün ilerleyişine ilişkin birinci makalede bu yolculuğun grift, zikzaklı, paradokslarla dolu bir yolculuk olduğunu belirtmiştim. Bu yolculuğa damgasını vuran en temel yasayı, zorunluluk yasasını bilince çıkarmamız önemlidir.

Zorunluluk yasası sadece insan türüne münhasır işleyen bir yasa değildir. Bütün canlı türleri bağlayan, doğrudan yaşam süreçlerini belirleyen, yön veren bir yasadır.

Keyfiyet hiç bir canlı tür için söz konusu değildir. Her davranış bir ihtiyacın ürünüdür. Her ihtiyac ise biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir gereklilikten doğar. Ezcümle ihtiyaçların temini ve karşılanması keyfiyeti içermez ve zorunluluğu ifade eder.

Zorunluluk yasası ekseninde süren türümüzün yolculuğunda bu yolculuğa büyük etki eden ve biçim veren üç belayı da belirtikten sonra ilerleyişte motor rol oynayan diyalektik üzerine analizime devam edeceğim. İnsan türünün tüm süreçlerde boğuştuğu üç bela; – açlık – salgın hastalıklar – çatışmalar- savaşlardır. Bilgi ve bilim sayesinde insan türü ilk iki belanın üstesinden gelmiş bulunuyor. Artık yiyecek yokluğundan dolayı açlıktan dünyanın hiç bir yerinde toplu- kümesel ölümler olmamaktadır. Aynı şekilde salgın hastalıklar da eskiden olduğu gibi toplu kırımlara yol açan bela olmaktan çıkmıştır. Bilgi- bilim sayesinde mikrobik temelli hiç bir salgın insan türünü eskiden olduğu gibi tehdit edemez. Bilimsel bilgi sayesinde pandemik her yayılma kısa sürede sınırlandırılarak sönümlendirilir. Ancak savaşlar ve çatışmalar konusunda insan türü aynı başarıyı sağlamış degildir ve bu gidişle sağlaması da söz konusu olamayacaktır.

Neden? Çünkü savaşların bitmesi için Orman Kanunu’nun terk edilmesi gerekmektedir. Orman Kanunu hayvanlar aleminin en asal kanunudur. Bu hayvani kanun aşılıp yerine İnsan Kanunu ikame edilmedikçe savaşlar- çatışmalar son bulamaz ve bu savaş belasının üstesinden gelinemez. Burada açıkça belirtmeliyim ki insan türü Orman Kanununu tümüyle ve tamamıyla yaşayan ve uygulamakta olan bir canlı türüdür.

Özetle ; İnsanlığın tarihsel gelişimini ve yolculuğunu barbarlıktan uygarlığa, kabalıktan incelmeye, gerilikten ileriliğe ve yeniliğe doğru sürmekte olan bir yolculuk olarak değerlendirmek doğru olur. Bu sürecin tümüne kestirmeden bir isim koymak gerekirse insanlaşma süreci demek isabetlidir. İnsanlaşma süreci devam etmektedir. İnsan soyu bu yolculuk boyunca kıtlıklar, salgın hastalıklar, savaşlar ve binbir çeşit eziyet, sıkıntı ve hercümerc içerisinde bir yandan insanlaşırken bir yandan da mecburi olan yaşam yolculuğunu sürdürmektedir.

İnsan soyunun bu tarihsel yolculuğunun ana karakteri yolculuğun keyfi bir yolculuk olmadığı, zorunlu bir varoluş ve varoluş sonrası yaşama tutunma mücadelesi olduğu açıktır. Bu ana karakter sadece insan türü için spesifik bir ayrıcalıklı hal değildir. Tüm canlı türleri için geçerli bir tabiat yasası ve belirleyici durumdur. Bunun adına zorunluluk yasası diyoruz.

Bu saptamaları ve hatırlatmaları yaptıktan sonra şimdi insan ilerleyişinde motor rol oynayan hususu- işbirliği yapma becerisini, Kollektif davranış örüntülerini geliştirme becerisini ve bu becerinin son beşbin yıldan bu yana insan türünün yürüyüşünde oynamakta olduğu olumsuz rolü ele alabiliriz. Bu becerinin içerdiği zıt yanları, çatışkı ve çelişkileri, söz konusu zıtlıkların bibirinden kopmazlığını ve ayrılamazlığını inceleyelim.

Devam edecek

Doğan Karaağaç 24 Kasım 2025

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil