Ana Sayfa Yazarlar 12.07.2024 341 Görüntüleme

Şair , Yazar

Tabiatı anlamak mütevazı olmamızı sağlayabilir

İki milyar yıl boyunca devinimler yaşayan, yanan, yandıkça dönüşen, koptuğu ana kütlenin çekim alanında bir rotaya oturup bir topaç gibi dönen, döndükçe soğuyarak kabuk bağlayan gezegenimiz şimdi dört buçuk milyar yaşında. iki milyar yıl boyunca değişim ve dönüşümler yaşayan gezegenimizde ancak iki buçuk milyar yıl kadar önce canlı organizmaların oluşum ve üremesine elverişli kültür ortamı oluştu. Tek hücreli mikroorganizmalar; karbon- hidrojen- oksijen- nitrojen elementinin nem + ısı+ zaman üçlüsü zemininde reaksiyona girmesi ile oluşan amino asitlerin birleşmesi sonucu oluştular ve böylece canlı hayat başlamış oldu.

İki buçuk milyar yıl boyunca evrim yaşayan mikroorganizmalar dönüşe dönüşe farklı canlı türlerin oluşumuna, çok hücreli basit sürüngenlere doğru yol aldı. Ve milyon yıllar içinde hayvanlar , bitkiler ve algler oluştular. Hayvanlar aleminde yer alan primatların bir kolu olan hominidler ailesinde, bu günkü düşünen insana evrilen bir tür olarak biz sapiensler başlangıçta en zayıf ve güçsüz türlerin başında geliyorduk. Neredeyse besin zincirinin en son halkasında bulunuyorduk. Bu güçsüzlüğümüzün bir sonucu olarak yaşama tutunmayı dayatan biyogenetiğimiz beyin organımızın gelişimini zorladı ve bunun sonucu olarak düşüncede soyutlama yeteneğinin gelişimi kaçınılmaz oldu.. Türümüzün en büyük sıçraması budur. Bu sıçrama işbirliği yapma, örgün çaba üretme becerisini doğurdu. İşte bu aşamadan sonra insan dediğimiz türün gezegende güç olması ve besin zincirinin en başına geçmesi söz konusu olabildi.. Yani gezegenin en güçsüzü olan insanın gezegenin en güçlüsüne dönüşmesi soyutlama yeteneği ile ortaya çıkan iş ve güç birliğini örme becerisi sayesinde oldu. Türümüz bu yeteneği- beceriyi geliştirememiş olsaydı yaşama tutunması imkansız olacak tıpkı yakın akrabaları olan ve ancak bilişsel beceri geliştiremeyen diğer hominidler ( Erectuslar, Neandertaller, Desinovalılar …) gibi yok olup gidecekti.

Burada dikkat çekmek istediğim husus tüm türler gibi biz insan türünün de gezegenin evladı olduğumuz hususudur. Yani asıl olan tabiatın- gezegenin yasalarıdır. Toplumlar ve tüm canlılar gezegenin yaratığı olgulardır ve tabiatı ve yasalarını anlayabildikleri ölçüde yaşamda kalabilirler. Kaldı ki gezegenimiz de evrenin bölümlerinden olan galaksilerden birinin, Saman yolu galaksisine bağlı Güneş sisteminin yasalarına tabidir.

Gelelim asıl meseleye; Kendini artık her şey sanan türümüz bu Evren- Galaksi- Güneş sistemi- Gezegen dörtlüsünün yasalarını göz ardı etme noktasına gelmiş bulunuyor. Gezegenin- tabiatın kendi mecrasında akan yolculuğuna aşırı müdahaleler yaparak suni dönüşümler yaratıyor ve dengesini bozuyor. Türümüz doyumsuzluğunun verdiği gazla sınırsız üretim ve tüketime yönelirken yaptığı bu faaliyetler ile tabiatın yasalarını zorladığını, dengesini bozduğunu düşünmüyor bile. Bu biçimiyle türümüz tıpkı kendisini büyüten ebeveynlerine ihanet eden ve sırt çeviren evlat misali yediği sofraya tüküren pozisyondadır. Tabiatın kanunlarına kılıç çeken türümüz bu düzlemde ısrar eder ise canlılar için gezegende yaşam olanaklarının tükeneceğinin farkına bir an önce varmak ve kendine çeki düzen vermek zorundadır.

Atmosfere salınan gazlar, üretim maksadıyla yapılan işlemler, güç olmak adına üretilip patlatılan nükleer ve diğer bombalar gezegenin düzenine yapılan saldırılar olarak bilinmeli ve bunların bir karşılığının ve bedelinin olacağı hatırda tutulmalıdır. Türümüz yaşamının sonlanmasını istemiyorsa tabiatın kanunlarını zorlamaktan sakınmayı, mütevazı bir yaşam düzeyi ile yetinmeyi öğrenmelidir. Türümüzün gidişatı bir kaç asır içinde tüm canlılar için yaşam olanaklarını sonlandıracak bir gidişattır. Herkesin bu konu üzerinde düşünmesi dileğiyle.

Doğan Karaağaç

12 Temmuz 2024

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

AYDIN’DAKİ SON GELİŞMELER

AYDIN’DAKİ SON GELİŞMELER

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil