DOLAR
Alış: 34.77
Satış: 34.91
EURO
Alış: 36.52
Satış: 36.67
GBP
Alış: 44.23
Satış: 44.56
ARTIK, MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR!
Seçimler nedeniyle baskılanan, daha doğrusu ötelenen zamlar ardı ardına gelmeye başladı.
Aylardır yerinde sayan döviz ve altın fena halde fırladı. Petrol fiyatları keza öyle. Çok uzun bir süre, özellikle dövizde ve petrol fiyatlarında tabiri caizse yaprak kıpırdamadı. Iktidar, ülkede adeta bahar havası estirdi. Neredeyse hergün petrol bulduk, gaz bulduk! Hatta konutlara gazı bedava verdik. Seçim bitti, gaz bulduk, petrol bulduk haberleri de bitti. Ekonomist Mahfi Eğilmez; “Kara gömülen ceset yazın ortaya çıkar” diyerek durumu çok güzel özetlemiş.
Algı yaratma, siyaset mühendisliği işte böyle bir şey. Bu müthiş bir beceri. Tebrik ediyorum, hatta şapka çıkartıyorum!
Ne yazık ki, bu ustalık piyasaları kontrol etmede ve denetlemede gösteril(e)medi. 21 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar, istese bu kontrolü sağlayabilirdi. Aynı ürünün farklı satış noktalarında, çok farklı fiyatlardan satılması kabul edilebilir bir şey değil. Geçim derdindeki insanlarımız, en çok da emekliler; daha düşük fiyata ulaşabilmek umuduyla, sabahtan akşama market market dolaşmak zorunda. İpin ucu kaçmış artık. Başıboş, son derece kontrolsüz bir piyasa var. Üretici ve aracılar fırsat bu fırsat deyip, kafalarına göre fiyatları yükseltiyorlar. Özellikle, sürümü yüksek, küçük kalemlerde vurgun daha büyük! 10 krş. bile maliyeti olmayan bir ürün, 10 hatta 20 ₺ na satılıyor. Kriz fırsatçıları; şaşkın, çaresiz ve bunalmış haldeki milletin kanını emiyor. Birileri(!) de seyrediyor.
Türkiye ekonomisinin rekor düzeyde kur artışı ve enflasyon yükselişi yaşadığı bir ortamda piyasadaki canlılık ise çok ilginç. Hani, bazı çok bilmişler; “Ekonomik kriz var, pahalılık var diyorsunuz, AVM ler, marketler insan kaynıyor, kriz olsa böyle mi olur?” diye ukalalık yapıyor ya!
Peki piyasalardaki bu canlılığı nasıl açıklayabiliriz? Kur artışı ve enflasyonda yükseliş olduğunda normalde talebin düşmesi gerekiyor. Fakat, tam tersi oluyor, talep ve dolayısıyla harcamalar yükseliyor. Bu durum, fiyat artışının talepte düşüşe yol açacağını öne süren talep yasasıyla çelişkili gibi gözükse de aslında ortada bir çelişki yok. Çünkü, kurun ve enflasyonun sürekli arttığı ortamda tüketiciler, ileride, bugünkü fiyatlarla bu malları bulamayacaklarını düşünerek, bugünden satın almaya yöneliyorlar. Buna öne çekilmiş talep etkisi diyoruz. (Kendimden örnek vereyim. Motorine zam gelecek diye gittim depoyu fulledim.) Piyasada talep, arzı aşınca fiyatlar daha da yükseliyor, fiyatlar yükseldikçe de talep artıyor. Haa, birde şu var; 85 milyonluk ülkede çok üst düzey gelire sahip 10/15 milyon insan var. Kafeleri, restoranları, AVM leri dolduranlar biraz da bunlar.
Milyonlarca insan açlık sınırının altında bir gelirle yaşama tutunmaya çalışıyor. Sağlıklı beslenme ile, günü kurtarıp karın doyurma farklı şeyler. Beslenmeden geçtim, artık karın doyurma birinci önceliğimiz oldu.
Ekonominin, merkez bankasının başına kimi getirirseniz getirin! Üretmeyen bir ülkenin ekonomisinin düzelmesi mümkün değil. Cari açığı sürekli artan bir ülkeyiz. Dış borçla cari açığı kapamaya çalışıyoruz. Bankamatiklerden gıcır gıcır paralar dökülüyor. Günü kurtarmak için, sürekli para basıyoruz. Bu gelen zamlar buz dağının görünen yüzü. Turpun büyüğü heybede. Marketlerde gece mesaileri başladı. Sabaha kadar, sürekli etiketler yenileniyor. Dün çaya % 45 zam geldi. Aslında % 65 olması gerekiyormuş. Eee, birden olmaz tabii, alıştıra alıştıra… Bir çay keyfimiz vardı. Neyse az içeriz artık!
En düşük memur maaşı 22 bin ₺ olacakmış. Piyasaları kontrol edemedikten, üretimi artırıp, enflasyonu düşürmedikten sonra, 100 bin ₺ olsa ne kıymeti var. Neyse, sıkmayın canınızı. Gidin en yakın millet bahçesine, gezin, dolaşın, yuvarlanıp stres atın, rahatlayın!
İlyas Erbay
ilyas.erbay@gmail.com
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
NE MUTLU PATİLİ DOSTLARA
-
ABD VE İSRAİL MEMNUN, BİZ DE MEMNUNUZ !
-
KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK
-
EMEKLİLERİ AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA MAHKUM EDEN REFORM !
-
MODA DİYETLER
-
TEŞEKKÜR ETMEKTEN ZARAR GELMEZ
-
MAMACI DEDİKLERİNİZ SİZİ SATIN ALIR
-
YÜZDE KAÇ VEREYİM ABİME !
-
KUŞADASI CHP’YE YENİ KATILIMLAR
-
KUŞADASI GÜNDEMİ
-
TÜRKİYE BU KONUDA DA AÇIK FARKLA LİDER !
-
ÜÇ GAZETECİNİN HAYALİ MEKTUBU