Ana Sayfa Yazarlar 26.02.2024 293 Görüntüleme

Şair , Yazar

Deneyimlerden Sonuç Çıkararak İlerlemek Gerekir

Sevgili okurlar bu günkü yazımda önemine binaen bir kez daha insan formuna çağrımı ve önerimi yinelemek istiyorum. Amerika’da Donald Trump milyarlarca dolar rüşvet ve hırsızlık suçlamasıyla mahkumiyet alırken bu adamın Amerika’da bir dönem başkanlık yaptığını ve şimdi de yaklaşan seçimlerde yeniden en güçlü aday olduğunu aklınızın bir köşesinde tutunuz lütfen. Bir hırsızı, rüşvetçiyi ve dolandırıcıyı devletin başına getirme ihtimali yüzde doksan dokuz olan bir sahte demokrasi deneyiminden söz ediyoruz. Rusya’ da Putin muhaliflerini zehirleyerek ve de öldürterek, ( en son geçen hafta Aleksey Navalny’i cezaevinde öldürtmüştü ) totaliter bir yapı inşa ederek ve aynı zamanda partilerle seçim yarışı yapıyormuş gibi yaparak güya anayasal partili demokrasi ile ülkeyi yönetiyor ! Dünyanın ezici çoğunluğunda partilerin seçim yarışına girmesi şeklinde gerçekleşen sözde demokrasi deneyiminde seçilenler sözde topluma hizmet için toplum tarafından seçilirken seçilenler toplumların başında efendiye dönüşüyor.

Toplumu kulları ve köleleri gibi görmeye başlıyor. Hizmet vaadi ile yetki koparanlar toplumları nefessiz bırakarak birer otoriter kişilik olmaktan geri durmuyorlar. Bu nasıl bir demokrasidir ? Sevgili okurlar Antik Yunan’dan itibaren demokrasi fikir ve düşüncesini üreten insan formu son iki bin yılı aşkın bir zamandır bu deneyimi uygulamaya çalışırken çok çeşitli biçimlere sokarak ilerliyor. Şimdi dönüp bu iki bin yıllık fikir ve uygulamaya baktığımızda partili demokrasi modelinin bir deneyim olarak miadını doldurduğunu, deneyimin insan soyuna huzur mutluluk ve ilerleme getirmediğini, insan onuru ve haysiyetiyle uyumlu olmayan hallere ve sonuçlara yol açtığını, kamplaşma ve kutuplaşmalar yaratarak toplumda düşman taraflar ürettiğini yer yer yıkımlar ve iç çatışmalar ürettiğini görmekteyiz. Partili demokrasi deneyiminin yıkıcılığı bunlarla sınırlı değil elbette. Saymakla bitmez, ancak bir kaç önemli yıkıcı sonucundan söz etmeden geçmek te olmaz. Şimdi Ülkemizde bir seçimin arifesindeyiz. Ortadaki curcunaya sağlıklı ve soğukkanlı bakınız bakalım. Nasıl bir fotograf görüyorsunuz ? Onlarca parti her türlü yol ile seçimde kazanmak için olmadık entrikalar, pazarlıklar yaparken, topluma ölçüsü belirsiz vaatlerde bulunarak oy toplamaya çalışıyor. Para gücüyle, yalanlarla, korkutma ve sindirmelerle, hile ve entrikalarla, sandıklarda oy hırsızlığı dahil her tür ayak oyunları ile sonuçtan galip çıkmanın çabası içinde. Bu böyle olmak zorunda mı ? Ahlaklı bir seçim yapılamaz mı ? Hayır yapılamaz. Partilere dayalı bir seçim sistemi ile yöneticileri seçme yolunu ve modelini uyguluyorsanız bütün bu densizlikleri yapmadan edemezsiniz.

Partili seçim modelinde her türlü hile kaçınılmazdır bu yapılmak zorundadır. Neden ? Eşyanın tabiatı bunu gerektiriyor da ondan. Öte yandan partiler yarışacak diye ortaya çıkan kutuplaşmanın yarattığı sosyal psikolojik travmaları , kavgaları, yaralamaları, kin ve nefret söylemini ele aldığımızda bu partili seçim sisteminin sevgisiz bir toplum ürettiği gerçeğini apaçık görürüz. Nefretin egemen olduğu toplumlar hasta toplumlardır sevgili okurlar. Sağlıklı toplum için elzem olan zemin sevginin egemen olduğu zemindir. Partili model buna imkan ve fırsat vermez, veremez. Peki üç – beş yılda, bazen de yıldan yıla, yapılmak zorunda kalınan bu sahtelik kokan seçimlerde toplumun ortak emeğinin ürünü olan mali kayıplara ne demeli ? Her seçimde yapılan harcamaların çapını bir düşünün ! Bu harcamaların çetelesini gerçek anlamda tutan var mı ? Bu parayla yatırımlar yapılsa zaten toplumun sıkıntısı diye bir şey kalmaz. Seçim yarışlarında kaybedilen zaman, sarfedilen emek ve enerji, harcanan para, insan ve toplum ahlakında yaratılan erezyon vb. tümünü hesapladığımızda gerçek fotograf ortaya çıkar.

Peki bütün bu yıkıcılıkları içeren partili seçim modeli sonucunda ne elde ediyoruz? Toplumun yarar ve fayda hanesine ne yazılıyor ? Bir de bunu düşünelim. Ne elde ediyor toplum ? Gerçekte sonuçta, ” kendisini efendi seçmenleri kul” gören yöneticiler yaratma dışında bu partili model topluma hiç bir şey vermiyor. Getirisi kendini seçtiklerine ezdirmek olan bu modeli insan formu artık terk etmelidir. Yeni bir deneyime ihtiyaç olduğu açıktır. İnsan türünün gelişim yolculuğunda bir makas değişikliğine ihtiyaç vardır. Partili demokrasi modelinin terk edilmesi bir makas değişimi olacak ve insanlık demokrasi deneyiminde yeni bir aşamaya geçmiş olacaktır. Son iki bin yıldan beri düşünü ve uygulaması olan, özellikle son iki asırdır yoğun uygulanması gerçekleşen “partilere dayalı seçimlerle demokrasicilik oyunu” insan soyunun yararına değildir. Tüm insan soyunu bu konuda düşünmeye, bu sakat demokrasi modelinin terki konusunda bir kavrayış ve anlayışa ulaşmaya çağırıyorum. Çözüm mü ? Partilerin olmadığı ” Partisiz anayasal demokrasi modelini” öneriyorum. İnsan Doğası ve Büyük Ütopya adlı kitabımda izahını yaptığım “Partisiz anayasal demokrasi modeli” önerimi sevgili okurların dikkatine sunmak isterim. Bir dahaki yazıda buluşmak üzere.

Doğan Karaağaç

26 Şubat 2024

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

ÜMİT ÖZDAĞ & SİNAN OĞAN..

ÜMİT ÖZDAĞ & SİNAN OĞAN..

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil