Ana Sayfa Yazarlar 24.06.2024 216 Görüntüleme

Şair , Yazar

Her Davranış Bir İhtiyacın Ürünüdür

Genel olarak bir tez şeklinde yıllardır savunduğum ve ileri sürdüğüm önerme şudur ; Her davranış bir ihtiyacın ürünü ve sonucudur. Başka bir anlatımla ifade edecek olursam; Bir ihtiyaca tekabül etmeyen davranış olamaz. Daha açık ve basit anlatımla ihtiyaç dayatmadıkça insanlar her hangi bir davranışın içine giremezler. Mesela ; acıkmadıkça yemek yemezler. Susamadıkça su içmezler. Uyku bastırmadıkça illa da uyuyacağım diyemezler vb. vb. Genel olarak bu tezimde ısrar ediyorum. Ancak son beş yılda değişik yerleşkelerde yaşamakta olan insan popülasyonu üzerindeki gözlemlerimden yaptığım mukayese ve değerlendirmelerden bu tezimi besleyerek muhkem hale getirmek gerektiğini düşünüyorum. İhtiyaç insanları davranışlara sevk ediyor, tamam da, ihtiyacın oluşumunda organizmamızın fizyolojisinden başka ve yanı sıra coğrafi bölgelerin ve iklimin rolünü nereye konumlandırmalıyız? Ya da soruyu şöyle somutlamalıyım ; Farklı coğrafyalar farklı ihtiyaçları ön plana çıkarmaz mı? Bu soruya verilecek olumlu bir cevabın genel olarak tezimde bir değişiklik yaratmayacağının bilincindeyim. Sonuçta farklı iklimler ve coğrafi koşullar o yöre insanının ihtiyaçlar hiyerarşisini değiştirebilir elbette. Ama ve lakin bu farklı ihtiyaç hiyerarşisi ‘ davranışların ihtiyaca binaen olabileceği ‘ şeklindeki önermeme etkisi olmaz.

Onu olumsuzlamaz ya da yadsımaya yol açmaz. Peki bu durumda neyi anlatmaya çalışıyorum ? Anlatmak istediğim şey gezegenin tümünde ve tüm ülkelerde- toplumlarda farklı coğrafik şartların büyük bir adaletsizliğe baştan zemin olduğu gerçeğini ifade etmek ve bunu irdeleyerek ortaya koymaktır. Son bir haftada masmavi denizi ile ılıman bir iklime sahip Ege kıyılarından sonra sonsuz bir bozkırı çağrıştıran, nerdeyse bitki örtüsünün olmadığı iç Anadolu’yu gözlemleyerek ilerledim. Suyu, nemi ve sıcaklığı ile hemen girişte kendini his ettiren Çukurova coğrafyası ile kışları sert ve çok soğuk yazları ise çok sıcak ve genelde kurak geçen Güneydoğuya yaptığım pek çok yolculuktan biriydi bu. Yaptığım çıkarsamalar ışığında şu saptamaları rahatlıkla yapabilirim. Farklı iklimlerde yaşayan insanların ihtiyaçlar sıralamasında önceliklerin değiştiği… İklimin insan fizyolojisi ve psikolojisi üzerinde etkili olarak özgün coğrafik karakterlerin oluşumunda rol oynadığı… Farklı coğrafyalarda olmakla popülasyonlar arasında iyi yaşam olanakları bakımından varoluşsal bir adaletsizlik olduğu… vb. Mesela bir liman kentinde doğma şansı olmuş biri ile doğduğu ve yaşamını sürdürmek zorunda olduğu ve hiç denizle buluşmadan ömrünü tamamlamak durumunda olan kişi bakımından ele aldığımızda yaşamda adaletten ve eşit şans ya da eşit fırsattan söz edemeyiz. Mizaç, Karakter, renk, üslup vb. bakımından da bu iki kişi ya da kesimin farklı olması kaçınılmazdır.

Mesela denize yakın yaşamakta olan biri için denize girmek ihtiyacı, ihtiyaç sıralamasında bir yere sahiptir. Ve insanlar mevsimsel yaşamını bu ihtiyacına göre planlar. Ancak iç tarafta, denize uzak coğrafyalarda yaşayan ve maddi imkanları gelişkin olmayan kesimler için denize dair bir ihtiyaç duyumu oluşamaz. Örnekleri çoğalta biliriz. Ancak konunun anlaşılması bakımından bu tek örnek yeterlidir. Coğrafya deyip geçmemeliyiz. Yaşamımızı güzelleştirmede ya da kurak ve çorak kılmada coğrafya- iklim çok önemli rol oynar.

Doğan Karaağaç

23 Haziran 2024

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil