Ana Sayfa Yazarlar 14.07.2025 1196 Görüntüleme

Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 9 ‘’Anlatıyorum ama …’’

Tartıştığınız ya da sohbet ettiğiniz birinin konuyu sürekli uzatması ve açıklama yapması nasıl bir etki yaratır? Peki bu kişilere hiç kızdığınız rahatsız olduğunuz oldu mu? Peki, bu kişiler aslında ‘’açıkladıkça hayatta kalacağımı hissediyorum’’ ya da ‘’susarsam yok olurum’’ dese nasıl hissederdiniz? Tutarsız ebeveynler ile büyüyen çocuklar bir ilgi görür bir ilgiden mahrum kalır ve duyguları bir fırtınada savrulur.

Tutarlı bir ilgi için ‘’onay’’ arayışı geliştirebilirler. Bu anlaşılmama hissi yetişkinlikte her detayı sürekli anlatma ihtiyacına dönüşebilir. Aşırı eleştirilen ve duyguları göz ardı edilen çocuğun durumu ise bambaşkadır. Üzüldüğünü bile kanıtlamak zorunda kalmak ‘’varlığını sürdürmek’’ ile eşdeğer olabilir. Cezalandırılmaya alışmış bir çocuğun durumu da çok farklı değildir. Kendine inandırmak için sürekli açıklamak zorunda kalmak yetişkinlikte bile peşindeki ihtiyaçtır.

Mahremiyetine ve düşüncelerine saygı görmeyen çocuk ise artık her şeyi açıklamak zorunda hisseder kendini… Aile içinde dışlanan küçüğünde durumu pek farklı değildir. Reddedilmemek için göstereceği çaba sürekli açıklamak ve ‘’buradayım, beni görün’’ demek ile aynıdır. Aşırı açıklama tehlikeyi aşmak için donma ya da buradayım diye kendini gösterme çabasına dönüşen bir savunma mekanizmasıdır.

Çocukluk travmalarına karşı ‘’sakinleşme mücadelesidir.’’ Bu dinamiklerin ironik bir ortak noktaları vardır: ‘’Anlaşılmama korkusu ile anksiyete’’, ‘’Pasif saldırgan dinamikler ile karşındakini bunaltma’’, ve ‘’açıklama yapmadığında öz şüphe sonucu suçluluk duygusu’’. Oluşan bu ’’sahte benlik’’ çocukluk gelişiminin bir parçası olarak yetişkinliğe aktarılır. Yani, duygusunu ifade edip yaşayamamış çocuk büyüdüğünde, eline geçirdiği bir megafon ile bu durumu ‘’aşırı telafi’’ çabasına girer. ’’Küçükken duyulmayan ve artık susmak bilmeyen ses’’ etrafına ‘’bana inanmıyorsun ve yargılıyorsun’’ mesajı verebilir.

Bu durum ise ilişkilerde hak savaşına, dinleyenin pasif-saldırgan kaçınmaları ile öfkeye, güven bunalımlarına neden olabilir. Aşırı açıklama ihtiyacı bir çocuğun ‘’hayatta kalmak için ördüğü görünmez ağıydı.’’ ‘’Anlatma ihtiyacı anlaşılmamışlığın mirası’’ olarak yetişkin bedenine saklanan çocuk için hala ‘’beni gör, anla!’’ diyor olabilir. Artık tehlike geçti, yalnız ve her şeye uyum sağlamak zorunda değilsin. Susmak en doğal hakkın.

Anlaşılmamak varlığına tehdit olmaktan çıktı. Anlaşılmaman başkasının sınırı olabilir ve senin sorumluluğun değil. Kelimelerle boğulmak yerine, kendi şefkatinle nefes almayı öğrenebilirsin. İyileşme çocukken seni hayata bağlayan o ağı çözebileceğini fark etmekle başlar. Aşırı açıklama ihtiyacı geldiğinde derin bir nefes alıp içindeki çocuğa kulak verip, sonra kısa cümleler kurarak başlamak mümkün. Bu yara sadece direnişinin kanıtıydı. Kendini anlatma telaşı, eskiden seni koruyan bir zırhtı ve o zırhın altında olduğu gibi kabul edilmeye hazır bir yetişkin var. Artık ‘’Anlatmasan da varsın.’’

Cem İnak Klinik Psikoloji YL-Danışman

instagram.com/cem_inak

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

OPERASYONEL GAZETECİLİK

OPERASYONEL GAZETECİLİK

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil