Ana Sayfa Yazarlar 4.08.2025 527 Görüntüleme

Klinik Psikoloji YL-Danışman

Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 12 ‘’Hayaletler sadece tamamen görülünce özgürleşir. ’’

Bir çocuk için en derin acı, varlığının görülmemesi veya duygularının sürekli göz ardı edilmesidir.

Dışarıdan bakıldığında “fiziksel ihmal” kadar göze çarpmayan bu ‘’sessiz incinme’’, kişinin yetişkinlikte kendisiyle ve sosyal çevre ile kurduğu ilişkileri adeta bir ‘’hayalet’’ gibi etkiler. Duygusal ihtiyaçları karşılanmayan ve anlaşıldığını düşünmeyen çocuk, büyüdüğünde içinde hiçte sevimli olmayan hayaleti ile dolaşmaya devam eder.

Bir tür tersine ‘’gölge oyunu’’ olan duygusal ihmalin acısı fiziksel zararlardan fazlasıdır. Sahneye vuran ışık söndüğünde geriye yetişkinin silueti kalır. Gölge oyunun senaryosunda ebeveynlerin kendi ‘’çocukluk travmalarından kaynaklı duygusal farkındalık eksiklikleri’’ ya da depresyon-narsizm gibi ‘’psikolojik rahatsızlıkları’’, ‘’erkek adam ağlamaz’’ veya ‘’şımarıklık yapma’’ kalıplarına sığınan toplumsal cinsiyet rolleri ve hatta çocuğun içe dönük-hassas gibi kişilik özellikleri bulunabilir.

Duygusal ihmalin ‘’görünmez’’ oluşu ve toplumca ‘’normal’’ kabul edilmesi, ‘’ailen senin için her şeyi yaptı ve sana yetmedi, nankör !’’ yaftaları ile ‘’ebeveynliğin romantize edilmesi’’, ‘öldürmeyen güçlendirir!’’ şeklinde ‘’yanıltıcı psikolojik oyunlar’’ travmaya sosyo-kültürel boyut katar.

Duygusal ihmalin içselleşmesi sonucu artık isteklerini ifade edemeyen yetişkin ‘’suçluluk duygusu’’ altında sorunu kendinde bulur. Değersizlik etiketini kuşanır. Değerli hissettiği her ortamda ‘’kendini sabote eder.’’ Çünkü aradığı duygu yok sayılmaktır. Kendini ifade ederse de derin bir utanç duyar. Tebrikleri de alamaz çünkü o takdirde göz ardı edilmemiş olur.

‘’Yok’’ sayılmaya alışan hayalet, kendini gören birilerine terk edilme korkusu ile ‘’kaygılı ve güvensiz olarak bağlanır’’. İlişki sınırlarını ise koyamaz. ‘’İstismarcı ve toksik ilişkileri’’ normal kabul eder. Hissizleşir ve duygularını tanıyamadığı için duyarsızlaşır. Küçük uyaranlara aşırı tepkiler vererek ‘’öfke nöbetleri’’ geçirebilir. Çünkü tehdit algısı amigdala da hiperaktivite yaratır. Kronik kaygı ve toksik durumlara tolerans artar. Ayrıca duygusal ihmal prefrontal korteks gelişimine zarar verir. Dürtü kontrolü, karar verme ve öz farkındalık gelişimi engellenir. ‘’Travma sonrası stres’’ sonucu kişi, öfkeli bir gölge olarak etrafa sirayet eder. Duyguların bedende somutlaşması sonucu ‘’kronik bedensel ağrılar ve sindirim sorunları’’ ile boğuşur. Ayna nöronların zayıflığı sonucu empati eksikliği ile ‘’sosyal izolasyona’’ kapı açılır.

Belki de en acımasız yara, kanamayan ama sürekli sızlayandır. Bir çocuğun duyguları ne kadar görünmezse, yetişkinin öfkesi o kadar görünür olur. Öfke içindeki duygusal ihmalin sessiz hayaleti unuttuğumuz bir gerçeği de fısıldar: “Bu senin suçun değildi.” İyileşme, travmayla yüzleşmekten kaçanları değil, “Artık yeter” diyenleri bulur. Hayaletini tanımak isteyen yetişkin için çıkış yolları elbette vardır. O hayaleti kovmak yerine, “Seni tanıyorum” deyip elini tutabiliriz. Travmalarının kabulü ile çıkılacak yeni yolda duyguları tanıma, sınır koyma çalışmaları ışık sağlayacaktır. Hatta hiç yaşanmamış ebeveynliğe karşı ‘’yas süreci’’ ile iyileşme yolculuğuna çıkmak mümkündür.

‘’Hayaletler ancak tamamen görülürse özgürleşir. ‘’

Cem İnak Klinik Psikoloji YL-Danışman

instagram.com/cem_inak

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

Formel mantık aşılmalıdır

Formel mantık aşılmalıdır

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil