Çağdaşlık deyince aklımıza , müslümanlık deyince kalbimize ne geliyor ? Belkide ülke olarak en önemli ana sorunumuz budur… Birbirimizi hiç anlamamak, ayrışma ve kaos’tan beslenen iki Türkiye.
İnsan sağına baktığında hâlâ dinini müslümanlığı çözümleyememiş ihlâsla yaşamayan çoğunlukları, soluna baktığında ise rakı kadehi kaldırmakla Atatürkçü, pahalı kıyafetlerle de çağdaş modern olduğunu varsayan, bir kitle olduğunu, üzülerek gördüğümüz, iki kutuplu bir Türkiye gerçeği.
Gerçekten bizim ülkemizde çağdaşlık aydın olmak neydi ? Üzüntüyle beyan ederiz ki, papyon takarak dinimizi yerden yere vurmaktır. Kim dinimizi iyi tenkit ediyorsa bizim ülkemizde en iyi aydın olgusu budur. Peki en iyi müslüman hakikatı neydi ? Allah ile toplumu en çok aldatandır. Kendisini kendisiyle, Allah’ı bile aldattığını sanacak kadar müslüman olanlardır.
Elbette ki bu durum tüm Türkiye’yi kapsamıyor, iki kutubun içinde hâlâ salim müşvik aydın ve ihlaslı insanlar az da olsa mevcut olduğudur. Önemli olanda budur. Umudumuzun daima olmasıdır. Bu az olan sayının daha büyük çoğunluğa dönüşmesi ve iki Türkiye ‘den, bir , yani tek Türkiye’ye dönmek çabasıdır tüm umutlarımız.Bizden bize yarınlara. Mümkün müdür ? Mümkündür, ne zaman biz olmayı başarır , tüm farklılıklarımızla ve inançlarımızla birbirimizi anlayıp kucaklarsak bu mümkündür.
Umuyoruz umutluyuz her şeye rağmen, daha yaşanabilir, sevgi dolu ve huzurlu “bir” Türkiye’ye kavuşacağımızdır. “Mevlâna Celaleddin Rumi ‘nin de ifade ettiği gibi, bu topraklar’da siyaset değil, yalnızca sevgi tohumları ekelim.” Motto burada saklıdır.
Zihni Gaymalı