Ana Sayfa Yazarlar 15.09.2023 403 Görüntüleme

Şair , Yazar

HAYVANLARA DOĞRU YAKLAŞIM ÜZERİNE (1)

Sevgili okurlar bu günkü yazımda sizlerle hayvanlara yaklaşımda insan soyunun ne kadar doğru bir tutum içinde olup olmadığını konuşmak ve bu konuda özetle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi biz insanlar pek çok konuda olduğu gibi hayvanlara yaklaşım konusunda da çok tutarlı ve dürüst değiliz.
En başta söylemek gerekirse etoburuz. Dünyamızda sekiz milyarı aşkın insan soyu hemen hemen her biri her gün hayvan etini büyük bir keyifle yer.
Bu işi yapmak için hayvan besiciliği yapılır. Küçük ve büyük baş hayvan çiftliklerinde milyonlarca hayvan beslenir ve beli bir yaşa gelince de mezbahanelerde yüzer yüzer, biner biner boğazlanarak kesilir ve kasaphanelere, marketlere sevk edilir. Biz insanlar da oralardan alıp yeriz.
Sadece besi çiftliklerinde mi hayvanları boğazlıyoruz. Hayır. Avcılık dediğimiz iş hayvanları öldürme sanatıdır. Bütün dünyada elde silahlar biz insanlar hayvanları kovalar ve vurarak öldürür ve sonra da onları bir güzel yeriz.
Kümes hayvanları çiftliklerini gezip inceleme yapanlarımız kırkbeş günde civcivlerin nasılda suni besinlerle iri tavuklara dönüştürüldüğünü ve bolca hormonlu besi verilerek kısa sürede büyütüldüğünü ve kesime gönderildiğini bilirler.
Balıkların başına getirdiğimiz işleri saymaya kalkışsak sayfalar yetmez. Oltayı alan denizin kenarında balık avında. Binlerce balıkçı ağı her gün denizlerde milyonlarca balığı toplamakla meşgul.
Sevgili okurlar bütün bunlar bilinen işler. Hepimiz bunları bilerek yaşıyoruz.
Bunda ne var diyebilirsiniz? Normal değil mi ki diye de ekleyebilirsiniz.
Orman yasaları bağlamında durumu ele aldığımızda şaşılacak bir durum değil tabi ki.
Neydi orman yasaları ?
Büyük balık küçük balığı yutardı.
Güçlü olan güçsüz olanı ezerdi
Gözü kesen gözü kestirdiğini acımasızca yer yutardı.
Başka türlü canlılar yaşamlarını nasıl sürdürebilirler ki ? Değil mi?
Aslan geyiği, tilki tavşanı, kedi kuşları ve fareyi, kartal karada ve havada gezeni, insan da eti lezzetli olan tüm hayvanları…vb. yiyerek ancak hayatını sürdürebilir.
Normali budur diyeceksiniz biliyorum.
Ve biz insanlar bu suni seleksiyona normalite deyip onu doğal seleksiyonmuş gibi algılıyoruz.
Aslında bu yanlıştır. Yaptığımız suni seleksiyondur. Canlı türlerin birbirlerini telef etmesi ya da diğer türleri telef etmesi bir doğallık içermez. Yapay – suni bir müdahaledir ve zoraki bir seleksiyon- ayıklamak ve yok etmektir.
Doğal olan ayıklanma bu şekilde olmaz. Doğal ellenme – seleksiyon tabiattın bağrında üreyen canlılardan yine doğa’nın değişen koşullarına uyum sağlayamayanların yaşamlarını sürdürememeleri ve yaşama tutunamayıp ölmeleridir.
Doğal ayıklanma ve normalite bu.
Bütün bu anlatımında ne var diyebilirsiniz. Bunları biliyoruz da diyebilirsiniz. Doğru. Elbette bunlar bilinen gerçeklikler.
Benim bu yazı dizimde ele alacağım boyut zorla yaşamına son verdiğimiz pek çok hayvan türünü middeye indirirken hiç akmayan göz yaşımız bir gerçeklik olarak orta yerde iken gösterişe ve şovsallığa varan, çarpık, içi boş, şekilsel ve biçimsel hayvan sevgisidir.
Ve hayvan sevgisi olarak ileri sürülen davranış ve yaklaşımların, hayvan sahiplenilmesinin evlerde, salonlarda, kafeslerde, odalarda vb. tutulmasının aslında bilmeyerek hayvanların doğal gelişim seyrine müdahale olduğuna işaret etmek ve bu konuda değerlendirmeler yapmaktır.
Bir sonraki yazımda günümüzde niceliksel olarak hızla artış gösteren hayvan sevgisini irdelemeye devam edeceğim.
Bir dahaki yazıda buluşmak üzere.

Doğan Karaağaç
15 Ekim 2023

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil