Sevgili okurlar bugünkü yazımda bilgi ve bilginin iki biçimi üzerine sizlerle sohbet etmek istiyorum. Biz insanlar bilgi sayesinde diğer canlılardan ayrışırız ve bilgimizin düzeyi oranında da diğer primatlardan farklılaşırız. Bilgimiz artıkça onlarla aramızdaki makas açılır. Bilgi deyince biz insanların yaşamı boyunca çevremizdeki şey ya da şeyler hakkında, insanlar arası ilişkilerden, üretim süreçlerinden, eğitim ve öğrenim süreçlerimizden… ez cümle her türlü fenomen ve görüngülerden edindiğimiz algıların tümü olarak bakabilir ve böyle değerlendirebiliriz. Okuduklarımız, dinlediklerimiz, seyrettiklerimiz, yaşadıklarımız, iş- emek süreçlerimizdeki gözlem ve işlemlerimiz vb. tümünden bir şeyler öğrenir ve bilgimiz- görgümüz artar.
Sevgili okurlar ne var ki yaşam boyunca edindiğimiz algıların büyük çoğunluğu kalıcı bilgi halini alamaz. Unutulur ve bellegimizde yer edinemez. Mesela okuduğumuz kitaplar, gazeteler vb. Seyrettiğimiz filimler ya da tiyatro oyunları, dinlediğimiz müzik veya şiirler vb. gibi. Genellikle bunları unuturuz. Çoğu kez okuduğumuz kitapların adlarını bile hatırlamakta zorlanırız. Çünkü bu yollar ile edindiğimiz bilgiler yüzeysel bilgilerdir. Bu düzeydeki bilgiye bilginin duyumsal hali diyoruz. Unutulması kaçınılmaz bilgi hali ve düzeyidir duyumsal bilgi.
Bir de belleğimizde yer edinen , kökleşen, silinmeyen ve esas olarak biz insanları muhkem kılan, insanlaşmamızın esas motoru olan bilgi hali vardır. Buna kavramsal bilgi diyoruz. Kavramsallık kazanan bilgi pratikle edinilen ve köklü algıya dönüşen zihnimizde yer edinen ve silinmeyen bilgi düzeyidir. Buna tecrübi bilgi de denilebilir. Yani pratikte yaşanılarak, tecrübeyle edinilen bilgi diyebiliriz .
Kavramsal bilgi kalıcı bilgidir. Silinmez. Ve esas olarak yaşamımızda rol oynayan, davranışlarımıza yön veren bilgi , bilginin bu kavramsal halidir. Mesela bir örnek ile kavramsal bilgiyi anlatmaya çalışalım ; Ateşe ilk dokunan biri onun yakıcılığını ve yarattığı acıyı bir daha unutmamak üzere öğrenmiş olur. İşte bu kavramsal düzeyde bilgidir. Ve kişi artık ömrü boyunca ateşe karşı dikkatli ve mesafeli olur. Yüzlerce örnek verilebilir. Açlığın, uykusuzluğun, hastalığın, kavganın, sevdanın, yokluğun, yalnızlığın… vb. vb. yaşam pratiklerimizden edindiğimiz tüm tecrübi algılar kavramsal bilgiyi oluşturur. Kalıcıdır ve esas bilgi budur. Yaşamımıza yön veren de bu bilgidir. Kavramsal bilgi düzeyini bu şekilde anlatınca duyumsal düzeydeki bilginin önemsiz olduğunu ifade etmiş gibi bir algı oluşmasın. Duyumsal bilgi de çok önemli ve değerlidir. Sadece duyumsal düzeyde edindiğimiz bilginin unutulması kaçınılmaz bir bilgi hali ve düzeyi olduğunu anlatmak istedik. Yoksa onun önemsiz olduğunu söylemiyoruz. Duyumsal bilginin değeri onun bizi pratik çabalara sevk ve teşvik etmesindedir. Bu sevk ve teşvik ediş bizi yeni kavramsal bilgilere ulaşmaya ve onları edinmeye yöneltir. Duyumsal bilginin esas değeri ve önemi burada yatar. Mesela bir yörenin çok güzel olduğu ve gezilip görünmesi halinde çok mutlu olunacağını duymak duyumsal bir bilgidir. Ama bu duyumsal bilgi bizi orayı gidip gezmeye sevk eder- edebilir. Gidip gezeriz ve böylece o yöre hakkında kavramsal bilgi edinmiş oluruz. Sevgili okurlar hepimizin daha fazla kavramsal bilgiye ihtiyacı vardır. Ne kadar çok kavramsal bilgi o kadar daha sosyal ve güzel- bilinçli yaşam diyebiliriz. Başka yazılarda buluşmak üzere…
Doğan Karaağaç
25 Ağustos 2023